Sultan Murad Han o gün bir hoştur
Sultan Murad Han o gün bir hoştur. Telaşeli giyinir. Sanki bir şeyler söylemek ister sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar: - Hayrola efendim, canınızı sıkan bir şey mi var? - Akşam garip bir rüya gördüm. - Hayırdır inşallah?.. - Hayır mı şer mi öğreneceğiz. - Nasıl yani? - Hazırlan, dışarı çıkıyoruz. Ve iki molla kılığında çıkarlar yola. Görülen o ki padişah hala gördüğü rüyanın tesirindedir ve gideceği yeri iyi bilir. Seri, kararlı adımlarla Beyazıt'a çıkar, döner Vefa'ya, Zeyrek'ten aşağılara sallanır. Unkapanı civarında soluklanır. Etrafına daha bir dikkatle bakınır. İşte tam o sırada yerde yatan bir ceset gözlerine ilişir Sorarlar; -Kimdir bu? Ahali: - Aman hocam hiç bulaşma, derler. Ayyaşın meyhuşun biri işte!.. - Nerden biliyorsunuz? - Müsaade et de bilelim yani. Kırk yıllık komşumuz. Bir başkası tafsilata girer; - Biliyor musunuz, der. Aslında iyi sanatkar