Kayıtlar

Kasım, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Merihten Gelenler

 Merihten Gelenler 24 Nisan 1964 günü, saat sabah 10.00 civarıydı. Newark Valley ,Tioga County’den çiftçi Gary wilcox ,çiftlik evinin doğusunda kalan bir tarla yı gübreliyordu. Açık ve güneşli, bir gündü.Yer de kuruydu.Tarla bir tepeye doğru yükseliyordu.Tepede ,ağaçların yarı gizlediği  tarafa atılmış ,eski bir buzdolabı vardı. Gary, birden parıldayan bir ışık gördü. İlkönce ışığın buzdolabından geldiğini sandı. Ama parıldayan nesnenin kendisiyle buzdolabı arasında olduğunu fark etti. Merakı iyice arttı. Arkada gübreleyici olduğu halde traktörü sürdü. Tepenin doruğuna kadar yaklaştı. Acayip bir cisim gördü. Bir uçağın kanatlarından düşmüş bir yakıt tankı gördüğünü düşündü. Traktörü durdurup indi. Bu cisme doğru yürüdü. Cismin yere bağlantısı olmadığını, o an anladı. Yere çok yakındı, fakat uçuyor olmalıydı. Yakınına gittiğinde, boyunun bir arabadan büyük ve yumurtaya benzeyen bir biçimi olduğunu, ek yerlerinin olmadığını fark etti.(Gary, sonradan cismin 6 metre uzunluğ

İşte Müslüman nüfusun geleceği!

 ''Küresel Müslüman Nüfusun Geleceği'' raporuna göre, dünyada en fazla Müslüman nüfusa sahip 8. ülke olan Türkiye'nin, Müslüman nüfusu 2020 yılında 82 milyon 715 bine, 2030 yılında da 89 milyon 127 bine çıkacak. Pew Araştırma Merkezi Din ve Kamu Kamu Hayatı Forumu tarafından hazırlanan ''Küresel Müslüman Nüfusun Geleceği: 2030 Öngörüsü'' raporunda, dünyadaki Müslüman nüfusun gelecek 20 yılda yüzde 35 civarında artacağı öngörülüyor. Rapora göre, geçen yıl 1.6 milyar olan Müslüman nüfus, 2030 yılında 2.2 milyara çıkacak. Dünya nüfusunun 2030'da toplamda 8.3 milyar olacağı tahmini hesaba katıldığında, Müslümanlar 2030 yılında dünya nüfusunun yüzde 26.4'ünü oluşturacak. Bu oran geçen yıl yüzde 23.4 idi. Rapora göre, Müslüman nüfusun yıllık ortalama artış oranı Müslüman olmayan nüfusun iki katı düzeyinde. Bu yıllık ortalama artış oranı Müslüman nüfusta yüzde 1.5 iken, Müslüman olmayan nüfusta yüzde 0.7. Ancak geçen 20 yıla bakıldığında, aslın

İnanlmaz gerçekler ll

 RUHUMUZUN DENEĞİMİ Anlatan: Asude Yalçın Yer: Ankara Tarih: 18 Mart 2001 Ablamla aramızda on yaş olmasına rağmen çok iyi anlaşan iki arkadaş gibi olduk ve yıllarca en özelimizi paylaştık. Ufak tefek inatlaşmalar dışında hiçbir konuda karşı, karşıya gelmedik. Ablam Azade kan kanseri olduğunu öğrendiğinde ise ailemizde bu acıyı ilk paylaştığı kişi yine ben oldum. İki yıl boyunca bu sırrı paylaştık. Son dört yılını kan testleri ve hasta hanedeki tedavisiyle geçirdi. Tıbbi bir müdahale sonucu iki gün komada kaldı. Bu olaydan sonra hayata olan savaşımını tamamen bıraktı. Sebebini sorduğumda ısrarla suskunluğunu korudu. Giderek kötüleşiyor ve tedavisi için doktorlara yardımcı olmuyordu.. Sabahladığımız gecelerden birinde benimle özel bir şeyi paylaşacağını söyledi ve o garip olayı anlattı.”Son ameliyatımda yaşadıklarımı bilmeni istiyorum diyerek söze başladı… “Ameliyat sırasında ışıklı bir ortamın içinde buldum kendimi başlangıçta yavaş yavaş daha sonra h

İnanılmaz Gerçekler l

Melekler, hayaletler, telepati, yeniden dirilenler, ölümünü önceden bilenler, haberci rüyalar... 26 Yıldır Türkiye, A.B.D. ve Ortadoğu'da parapsikoloji alanında önemli araştırmalar yapan Berrin Türkoğlu, haber3.com’da.... Haberci rüyalar, ilginç rastlantılar, hayaletler, melekler, ölümden sonra yaşama dair ipuçları, ölüp de yaşadığı mekânı terk edemeyenler, bu dünya ile öte âlem arasına sıkışmış varlıklar, rüya kanalıyla fark edilen gerçekler gibi birçok yaşanmış ve gerçek paranormal olaylara tanıklık edebileceksiniz. Anlatan: Sezgin Aksu Yer: İstanbul Tarih: 1998 Yıllardır çocuk sahibi olamıyorduk kalp rahatsızlığım buna engeldi. Bir temmuz sabahı yatakta rahat nefes alamadığımı hissettiğimde eşimi uyandırmak için pijamasını çekmek,yapabildiğim son şeydi. Her nefes verişimde gücümün yavaş, yavaş kaybolduğunu anlıyordum. Adeta kan damarlarımdan çekiliyordu. Birden bütün enerjim tükendi ve yukarıya doğru yükseldiğimi fark ettim. İnanılmaz derecede rahatlamıştım. Büt

Astral seyahat'in sırrı çözüldü...

Astral seyahat'in sırrı çözüldü... Bilim adamlarının yaptığı bir deney, nedeni açıklanamayan ve parapsikolojik olaylar arasında sayılan "beden dışı deneyim"in (astral seyahat) nasıl oluştuğuna ışık tuttu. "Kişinin fiziksel bedeni dışında ve bilinçli bir şekilde başka mekanlara yaptığı yolculuk ve bu bedeniyle geçirdiği deneyimler" olarak tanımlanabilecek bu olayın nörolojik nedenini bulmayı amaçlayan Londra Üniversitesi ve İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü uzmanları, "astral seyahate" benzer bir deneyim yaratmak için sanal gerçekliğin kullanıldığı deneyler yaptı. Uzmanlar, beyni şaşırtarak "fiziksel bedenin başka bir yerde olduğuna inandırmak" için, sanal gerçeklik gözlükleri kullandı. Sanal gerçeklik gözlükleriyle yaratılan görsel illüzyon ve bedenlerine gerçekten dokunulduğu hissi, deneklerde "fiziksel bedenlerinden çıktıkları" hissi yarattı. Araştırmacılar, deney sonucunda elde ettikleri bulguların, cerrahların "

Huzursuz ruhlar

 Huzursuz ruhlar 1807 yılında Barbados'ta bir Hıristiyan mezarlığında akıllara durgunluk veren olaylar dizisi yaşandı. İnanılması güç ama gerçek! 1807 yılında Barbados'ta bir Hıristiyan mezarlığında akıllara durgunluk veren olaylar dizisi yaşandı. Aynı mezarlığa gömülen cesetlerin her biri yerinden oynuyordu. Peki "Huzursuz ruhlar" denilen bu esrarengiz olayın sırrı neydi? 1807 Temmuz'unda Bayan Thomasina Goddard'ın cesedi basit ahşap bir tabutla mezar odasının en üst katına konuldu. Daha sonra delilik intihar ve cinayet gibi kötü şöhrete sahip Chase ailesi kondu. Ailenin reisi kötü biriydi; kölelerine karşı öyle zalimdi ki adamı ölümle tehdit ederlerdi. 22 Şubat 1808'de bebek Mary öldü; büyük ihtimalle babası bebeği kızgın bir anında öldürmüştü! Zavallı bebek ağır metal bir tabutla mezara kondu. Birkaç ay sonra ailenin tuhaflığıyla bilinen delikanlısı Dorcas, kendini bahçedeki bir dolaba kilitleyip havasızlıktan öldü. O da aynı mezar

Dünyanın en gizemli adasında yatan sır!

Resim
Dünyanın en gizemli adasında yatan sır! Dünyanın en gizemli adası olarak kabul edilen Paskalya Adası, araştırmacıların yüzyıllardır süren çalışmalarına rağmen sırlarını saklamaya devam ediyor. Adanın tarihi ve barındırdığı medeniyetler hakkında çok sayıda teori ortaya atılıyor. Ancak, kıyı şeridi dev antik heykellerle kaplı adanın on bin yıl öncesine uzanan karanlık tarihi hala aydınlanmış değil. Eski çağlarda “Dünyanın Merkezi” olarak adlandırılan ve antik uygarlıkların nasıl yok olduğuna ait sırlar barındıran adanın gizemi çözülemeyecek gibi görünüyor. Paskalya Adası, bugün üzerinde ağaç kalmamış volkanik bir kara parçası. Tahitili denizcilerin 1860’lı yıllarda Rapa Nui adını verdikleri ada, Şili kıyılarından 3 bin 600 km açıkta bulunuyor. Bu özelliğiyle, dünyanın karaya en uzak noktası unvanına sahip. Paskalya Adası’nın gövdesini 507 metre uzunluğundaki Terevaka yanardağı oluşturuyor. Doğusundaki Poike ve güneyindeki Rano Kau yanardağlarıyla üçgen şeklini alan

İstanbul’un tılsımlı yerleri !

İstanbul’un tılsımlı yerleri ! Yaklaşık 3 bin yıllık tarihinde birçok medeniyetlere evsahipliği yapan İstanbul, tarihte çeşitli belalardan korunmak için “tılsımlı” anıtlara emanet edilmiş. Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim görevlisi, kültür tarihi araştırmacısı Süleyman Faruk Göncüoğlu'nun Eminönü Belediyesi'ne hazırladığı ''İstanbul'un İlkleri ve Enleri'' adlı kitabında Bizans İmparatorları Yanko, Vezondan ve Konstantinus'un kenti türlü belalardan korumak amacıyla diktikleri 15 tılsımlı anıta yer verildi. Kitapta bu tılsımlı sütunların ''kenti kötülüklerden, hastalıklardan, depremden ve yılan, çıyan, akrep, kurt gibi hayvanlardan koruduğu, karı-koca kavgasını bitirdiği, insanları sağlıklı ve genç kıldığı kaydedildi. İstanbul'da Suriçi'nde bulunan 15 tılsımlı anıt ile dikilme nedenleri ve söylenceleri şöyle: -Arkadius Sütunu: Avratpazarı'nda (Cerrahpaşa) bin parça beyaz mermerden yapılan merdivenli yüksek sü

Kendini imparator ilan eden adam

Kendini imparator ilan eden adam Olay ABD nin san Francisco kentinde geçmiş:Bir İngiliz kendini ABD imparatoru olarak ilan etmiştir.Adı Jashua Norton'dur.1819 da Londra'da doğmuştur. Jashua birçok işe girip çıktıktan sonra birden bire ortadan kaybolur.Aradan geçen üç yıl boyunca kendisi hakkında hiç bir bilgi edinilemez. Tekrar kaybolduğu bir dönemde birden çıkar ortaya Bir eylül günü San Francisco'da yayınlanan Evening Bulletin gazetesinin yazı işleri müdürünün odasına gelmiştir.Şaşıran gazeteci adamı merak eder. Bu Jashua dır.Başında yüksek ,yeşil bir silindir şapka vardır.şapkasının önüne kırmızı bşr horoz tüyü dikmiştir.Şapkanın altında ise ,hiç gülmeyen gayet ciddi bir yüz vardır.Üzerinde de koyu yeşil,üniformaya benzer,omuzları yaldızlı apoletlerle süslü bir giysi vardır.Kemerde elini hiç ayırmadığı bir kılıç asılmaktadır.Ayağında kenarları kırmızı biyeli bir pantolon bulunmaktadır. Yazı işleri müdürünün şaşkın bakışları arasında adam sakin ce c

Babil'in İhtişamı

Babil'in İhtişamı Bugün Irak sınırları içinde kalan Mezopotamya bölgesindeki Babil İmparatorluğu'nun başkenti Babil ,bir zamanlar dünyanın en güzel kentlerinden biri olarak biliniyordu.Bugünün ise dünyanın yedi harikasından biri sayılıyor. Bir zamanların bu en güzel kentinin yerinde bugün sadece kalıntıları bulunuyor. Bu kalıntılar ise ,M.Ö. 6.yüzyılda yaşayan ,Babil İmparatorluğu'nun en ünlü krallarından biri olan Nebukadnezar tarafından kurulan kentin  yalnızca kimi bölümleridir.Kentin geri kalan bölümleri ,bakımsızlık ve ilgisizlik yüzünden ,yılların harabedici etkisiyle yok olmuşlardır. Babil'in gözalıcı şaşaasını tanımlayan ünlü tarihçi Heredot'a göre kent bir kare biçimindeydi ve çevresinde 91 metre yüksekliğinde ,26 metre kalınlığında duvarlar bulunuyordu.Kenti bir baştan bir başa geçen "Alay yolu" adında kutsal bir cadde vardı.Özel törenlerde dinsel olaylar bu caddede resmi geçit yapıyorlardı."Alay yolu" ,İki yanında kuleler bulu

MEVLANA Hz. sırrı bir defa okuyun Mezar odasının sırrı

Resim
MEVLANA Hz. sırrı bir defa okuyun Mezar odasının sırrı O müzenin kapısından içeri girerken, karşıma 'Da Vinci şifresi' gibi esrarengiz bir hikáyenin çıkacağını bilmiyordum. Bu, bir sanduka ve  onun altındaki mezarın hikáyesi. Ama öyle basit bir hikáye değil. Hikáye 13'üncü yüzyılda başlıyor ve 1930'da esrarengiz bir aile trajedisine kadar uzanıyor. Hikáye beni çok etkiledi. Sizi de etkileyeceğini tahmin ediyorum. SAF TUTMUŞ SANDUKALAR ARASINDA Geçen salı günüydü. Hayatımda ilk defa Konya'ya gitmiştim. Konya'da Mevlana Müzesi'nin kapısından ilk adımımı attığımda, belki de sadece benim hissettiğim mistik bir rüzgár esti ve beni içine alıp götürdü. Hayatımda hiçbir mekán daha ilk anda beni bu kadar etkilememi?ti. İçerden çok hafif bir ney müziğii geliyordu. Sağ tarafta, sanki saf tutmuş sandukaları görüyordum. Yanımda Mevlana Müzesi Müdür Yardımcısı Dr. Naci Bakırcı vardı. Mevlana'nın sandukasının önüne gelinceye kadar,

Vezüv'ün Ölüm saçtığı gün

Resim
 Vezüv'ün Ölüm saçtığı gün M.S.79 yılının 25 ağustos günü, saat sabah 8.30 genç bir Romalı asil Vezuv yanardağının alev alev yanan lavları arasında, Pompei kentinin haritadan silinişini dehşetle izliyordu. Aynı anda, amcası Romalı kumandan Plinny' yi kendisiyle beraber kaçmaya ikna edemediği için üzülüyordu. Kumandan Plinny ölüme gitmişti. Açık denizde bir gece öncesinden başlayan felaketi görünce, gemisinin dümenini Pompei'ye kırmış ve ölümle buluşmuştu. Yeğen Plinny, amcasının peşinden gitmedi ve kuzeydeki Misenium burnuna giderek, faciayı belgeleyen ve saat saat kaydeden tek bilinçli tanık oldu. Plinny' in tanıklığını  belgeleyen kanıtlar sonradan bir kitapta toplandı. Bu kitap yüzyıllar sonra Fransa'da bir manastırda bulunacak ve bir kütüphane müdiresi sayesinde ortaya konacaktı. Genç Plinny gördüklerini şöyle anlatıyor: "Amcam korkmadan son hızla yanardağa doğru gitti. Belki birilerine yardımcı olmak istiyordu. Belki de kaderine yol alıyo

Belgeseller