Adadaki heykeller

Adadaki heykeller





 “Adada altıbin kişi yaşıyor. Heryerde büyük kulaklı kırmızı taçlı dev heykeller var. Adaya Easte Island adını veriyorum.” 1722 yılında Hollandalı Amiral Roggeveen hiçbir harita da rastlamadığı ilginç adayla ilgili raporunda böyle yazıyordu.


Sözü geçen heykeller bacaksız ve kolsuz insan figürleriydi. En büyük özellikleri çok büyük kulaklarıydı. Yüzlerinde hiçbir anlam yoktu. Gözleri çukur, dudakları inceydi. Başlarında da kırmızı taştan yapılmış birer taç vardı. Boyları beş metreden oniki metreye kadar değişiyordu. Sayıları 230 taneydi ve genellikle sönmüş bir volkanın çevresinde yoğunlaşıyorlardı. Şapkaları dışında tüm parçaları yekpare taştan yapılmıştı.


Bu heykeller kimi temsilen yapılmış? Ada da ne işleri var? Niçin sayıları bukadar çok. Kim yapmış? nasıl yapmış? Bütün bu sorulara bir cevap bulabilmek için gezginler büyük bir çaba sarfetmişler. Ama sonuç herzaman sıfır olmuş…


Sırrın çözülebilmesi için tek bir umut var. Yine adanın çeşitli yerlerinde bulunan 67 tane taş tabletin üzerindeki yazıların okunabilmesi bu amaçla dünyanın dört bir yanından uzmanlar getirilmiş fakat hiçbiri bu ilginç alfabeyi çözememiştir.


Ada da yaşayan yerliler ise pek inandırıcı olmayan bir hikâye anlatıyorlar Esrarengiz heykellerle ilgili;


“Çok Yıllar önce Maraerenga krallığı isminde bir ülke varmış. Ülkenin kralı ölünce yerine Ko adındaki oğlu geçmiş. Kral Küçük oğlu Hotu Matua da ülkeden çıkmaya zorlanmış. Çaresiz kalan Hotu ailesi, yakınları ve hizmetçiler ile birlikte denizlere açılıp kendine bir ülke aramaya başlamışlar.

 Sonunda Easter Island’a gelip yerleşmişler. Kralın yakınları büyük kulaklı aristokratlar hizmetçileri ise küçük kulaklı yoksullarmış. Hotu ölene kadar adada mutlu bir yaşam sürülmüş. Ama daha sonra yönetimi eline geçiren büyük kulaklı aristokratlar, hizmetçilere köle gibi davranmaya başlamışlar. Sonunda isyan eden hizmetçiler bütün büyük kulaklıları öldürmüşüler. Hotu’nun anısına da bu heykelleri dikmişler. Gerçek böyle olsa ada da onbinlerce kişinin yaşamış olması gerekir. Çünkü böylesine büyük heykelleri yapabilmek için enazında küçük bir ordu gerekir. Üstelik Easter Island’a böylesine büyük yekpare taşlara rastlanmıyor.


Bütün sırrın çözülmesi taş tabletlere bağlı. Artık bu umut da yavaş yavaş kayboluyor. Çünkü yerliler tabletleri saklamışlar.



Belkide adanın gerçek sırrı hiçbirzaman bilinemeyecek


Yorumlar

Belgeseller

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hamza baba’nın türbesi

İnanılmaz casus Eli Cohen

Kurt adamlar efsanesi