Kaybolan Ülke ATLANTİS
Kaybolan Ülke
ATLANTİS
Atlantik Okyanusundaki muhteşem efsanevi ada …
Atlantis Aralarında Eflatun’un da bulunduğu antik çağ’ın pek
çok Yazarı ve düşünürünün eserlerinde anlatılmaktadır.
Milattan yaklaşık 600 yıl kadar önce Atinalı kanun koyucu Solon’a
bir grup mısırlı rahip denizin ortasında bulunan fantastik bir krallıktan
sözetmişlerdi. Bu rahipler Solon’a bu krallığın 9000 yıl önce çok güçlü bir
krallık olduğunu anlatmışlardı.
Eflatun’un anlattığı öyküde de Atlantis’in iç içe geçmiş
birkaç adadan oluştuğu söylenmektedir. Ortada bir su kanalıyla çevrilmiş bir
ada bulunmaktadır. Bu su kanalı da çemberimsi bir adayla çevrelenmiştir. Bu adanın
da etrafı çemberimsi bir su kanalıyla kuşatılmıştır. Tümü birden iç içe dokuz su
ve dokuz da kara çemberi bulunmaktadır.
Atlantis hükümdarı, Yunan mitolojisinde Poseidon adı verilen
deniz tanrısı Neptün dür. Neptün burada karısı Cleito ile birlikte yaşamaktadır.
Beş ikiz olmak üzere toplam on tane oğulları bulunmaktadır. Bu on erkek çocuktan Atlas adını taşıyan biri
en ortada bulunan adanın kralı olur. Diğer dokuz kardeş ise geride kalan çember
halindeki dokuz adaya hükümdar olurlar.
Atlantis’in kralları ve halkı işte bu on çocuktan türemişlerdir.
Atlantis zengin ve müreffeh bir ülkedir. Atlantis kenti de
kırmızı ve siyah taşlardan inşa edilmektedir.
Kent çok güzel imar edilmektedir….
Evleri belirli bir düzen ve uyum içinde yapılmaktadır. Öyle ki
güneş vurduğunda hepsi prıl prıl parlamaktadır…. Ortadaki ada en güzel inşa edilenidir.
İki tane büyük ve görkemli tapınağıyla gerçekten gözalıcıdır.
Tapınaklardan biri Neptün ve Cleito’nun anısına yapılmıştır.
Bu tapınağın çevresine altından bir duvar yapılmıştır.
Yalnızca Neptün ün anısına yapılan diğer tapınağın çevresinde ise gümüşten bir
duvar bulunmaktadır. Çatısı ise fildişinden, bakırdan, altından ve gümüşten
yapılmıştır.
Fakat her güzel şeyin olduğu gibi Atlantis’in bu aydın
çağının da bir sonu vardır. Bu nedense garip bir yazgıdır. Atlantis de bu
yazgının dışına çıkamadı ne yazık ki…
Halkı sahip olduğu bu zenginliğin ve refahın sonucunda büyük
bir yozlaşmaya uğradı. Bu yozlaşmanın sonunda da disiplinlerini kaybettiler ve
Atinalılar tarafından yenilmekten kurtulamadılar.
Ancak felaket bütün bunlarla bitmedi. Tanrılar Atlantislilerin
şımarıklığını daha büyük bir felaketle cezalandırmaya karar vermişlerdi ve
birgün ne olduysa oldu bir gece içinde okyanus bu dokuz tane çember şeklindeki
adayı yuttu.
Bugün her ne kadar Atlantis’in, Atlantik okyanusunda gömülü
olduğuna inanılıyorsa da son zamanlarda bu adanın Ege denizinde Girit Adasının biraz
kuzeyinde olabileceği yolunda yeni teoriler ileri sürülmektedir.
Bu ada Milattan Önce 1500 yıllarında volkanik bir patlamayla
lavlar tarafından örtülmüş olan ve bugün Santonin adını taşıyan adadır..
Eğer Mısırlı
rahiplerin öyküleri Solon’a anlatırken tarihte bir yanlışlık yaptıklarını
varsayacak olursak sözünü ettikleri krallığın komşu ada Girit gibi tunç Devri
devleti olduğunu kabul etmemiz gerekir.
Yorumlar
Yorum Gönder