Mezarlıkta iyileşen hastalar
Mezarlıkta iyileşen
hastalar
Karaca Ahmet denince aklımıza hemen İstanbul’daki Karaca
Ahmet Mezarlığı gelir ama burada anlatılan İstanbul değil Afyon’a 50 km
uzaklıkta bir köy. Geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan bu köyün yaklaşık
2000 nüfusu var.
Köyün en büyük özelliği şifa dağıtıyor olması. Yurdun
değişik yörelerinden birçok insan şifa bulmak için bu köye geliyor.
Köye tedavi için gelenler genellikle akıl hastaları. Böyle
biri köye geldiğinde önce köyün ermiş kişisine getirilir. Ermiş kişi hastayı
inceler ve tedavi olup olamayacağını anında söyler.
Hastanın iyileşmesi mezarlıkta geçireceği geceye bağlı. Olay
şöyle oluyor:
Hasta mezarlığa getiriliyor. Oradaki özel bir sandığa yâda
tabuta koyuluyor. Ayakları bir tahtaya geçirilip zincire bağlanıyor. Sonrada
karaca Ahmet’le birlikte bulunan 29 sanduka ile baş başa bir gece bırakılıyor.
Bazı hastalar iki gece de kalıyor. Her şey onların iyileşme
sürecine bağlı.
Karaca Ahmet Efsanesi
Bu köyde yatmakta olan Karaca
Ahmet’in İstanbul’daki Karaca Ahmet olduğu söylenmektedir. Karaca Ahmet sultan
Osmanoğullarından gelen ermiş kişi. Köylüler efsaneyi şöyle anlatır:
Sultan Karaca Ahmet bir gün
bir mucize ortaya koyar. Söğüt ağacından elma devşiriyor. Onu gören askerler
olayı beye anlatıyor ayrıca da getirdikleri elmayı da beye veriyorlar. Karaca
Ahmet ile Bey arasında anlaşmazlık çıkıyor.
Bunun üzerine Sultan Karaca
Ahmet Bey’e “Başın sarık ayağın çarık görmesin” deyip çevredeki Kağnıcı dene
yere göç ediyor.
Aradan zaman geçer beyin
güzel kızı ağır hastalanır tedavisi yoktur fakat bir sabah kalktıklarında kız
iyileşmiştir. Bey’e gece nur yüzlü bir ihtiyarın gelerek kendisini
iyileştirdiğini söyler. Bey her tarafa haber salar herkesin sarayın önünde toplanmasını
ister. Kız nur yüzlü ihtiyarı tanıyınca Bey:
-“Dile benden ne dilersen”
Nur yüzlü ihtiyar oturduğu
yerin bir vakıf olmasını ve vergi alınmamasını ister.
Bu nur yüzlü ihtiyar beyin
daha önce tartıştığı Sultan Karaca Ahmet’tir. Beyin emriyle köy vakıf yapılıyor
ve adı da Karaca Ahmet oluyor.
Karaca Ahmet köyü yaklaşık 600 yıldır şifa dağıtmaya devam
ediyor. Gelenlerden para almıyorlar. Şifa için gelenler kurban kesmek mezarlığa
onarım parası bırakmak gibi köyün ortak çıkarlarına hizmet ediyorlar.
Tedavisini tamamlayan hasta köyden
giderken bir desti de su götürüyor. Bu su yine yatır içindeki kuyudan alınıyor.
Ayrıca suyun içine köy yakınındaki tarlalardan bir taş atılıyor. Taş bu suda
eriyor. Hasta bir süre hergün bu sudan bir bardak içiyor.
Köy yaşlıları taşların yıllardır
tükenmediğini yani alınana taşın yerine yenisinin geldiğini söylüyorlar.
Yorumlar
Yorum Gönder