Oak bilmecesinde kördüğüm
Oak Adası’ndaki Para çukurunun
ardındaki dahi mühendis kimdi Oraya neyi niçin gömdü?
Yıllarca süren araştırmalarda gizemin
çözüleceği sanıldı ama gözden kaçan çok önemli bir nokta vardı.
Daniel MC Gınnıs’ın 1975’te tesadüfen para
çukurunu bulmasından başlayarak, gömülü hazineyi bulmak çalışmaları devam etti.
Hazineyi kimin gömdüğü ile ilgili birçok düşünce ileri sürüldü.
Bir İnka Kabilesinden tutunda İskandinav
göçmenlerine kadar birçok varsayım ortaya atıldı. En garip teorisi ise para
çukurunda Francis Bacon’ ın elyazmalarının görüldüğü idi öyle ki bu elyazmaları
Shakespeare’in oyunlarına kaynak oluşturmuştu.
Yine de gömü işi için en gözde adaylar
korsanlardı. Söz konusu korsan adının
hiç duyulmamış biri olabileceği gibi ünlü korsan kaptan William Kidd’te
olabilirdi.
Korsanlardan kuşkulanılıyor
Bu düşünce hiçte şaşırtıcı değildi. Korsanlarla defineler arasında zaten
alışılmış bir ilişki vardır. Bu arada
ilk bakışta olayın korsanlarla olan ilintisi belliydi. Nitekim durumla ilgili küçük bir belirti bu
yöndeki kuşkuyu kuvvetlendirdi.
Sık sık adı geçen hindistancevizi lifleri,
doğu ya da Batı Hint Adaları’ndan elde edilirdi.
Buralar korsanların dillere destan akınların
yaptıkları yerlerdi. Nova Scotia ise korsan yollarından çok uzaktaydı. Ama İngiliz yağmacılarının Atlantik
kıyılarında dolanmamaları içinde bir neden yoktu.
Korsanlar İspanyol gemilerini avlamışlar ve
Karayiplerdeki kentleri ele geçirmişlerdi.
Kaptan kidd ve para çukuru
Zorluk yaratan bir başka sorunda bu korsanın
kim olduğuydu. Kaptan kidd 1701’de Wapping
te asılmıştı. O günden sonra adı bütün define öykülerine girdi. Aynı zamanda, Kidd adı ve esrarengiz Oak adası
garip bir şekilde birlikte düşünüldüler.
Garip haritalar
1935’te İngiltere’de kaptan Kidd
ve iskelet adında bir kitap yayımlandı.
Kitabın içinde Adanın bir haritası ve haritada bazı ok işaretleri
vardı. Kitabın yazarı Harold T.Wilkıns
‘e göre haritayı yaparken, ünlü Kidd ’in planlarından yararlanmıştı. Bu planlar
bir süre öncesinde Hubert Palmer adında bir korsan kalıntıları koleksiyoncusunun
eline geçmişti üçü sandıkta gizlenmiş olmak üzere dört plan bulundu biri ise
meşe ağacından yapılma bir yazı masasında ele geçti bu yazı masası belli ki
gerçekten kidd ’ten kalma idi.
Planlar kimi ayrıntılı kimi kabaca olmak üzere
hepsi adsız bir adadan söz ediyordu.
Üzerlerinde birtakım işaret ve yazılar vardı bunların arasında
“W.K” harfleri Çin denizi ve 1669 tarihi
vardı bu kidd Palmer planları uzmanlar tarafından 17. yüzyıl belgeleri olarak
kabul edildi.
İki meraklı daha
planlarda resmedilen adalar ile
Oak adası arasında çarpıcı benzerlikler görüldü yalnızca Çin denizi olmaması
gereken bir yerdi fakat bunun hem kırmızı bir ringa balığı türü anlamına geldiği
hem de Fransızca da Meşe’nin karşılığı olan “La chene” ile ilgili bir kelime oyunu olduğu ileri sürüldü
bu benzerlikler sonucunda Gilbert Hedden adında biri ortaya çıktı Gilbert Hedden,
Wilkins’ın kitabını okumuştu 1937 ler de Oak adası üzerinde bir araştırmaya
girişti Heddenle birlikte, Wilkins’ın orijinal planlara dayanan taslağı şu
yönlendirmeleri içeriyordu
18 B ve D Kayadan
30 GB 14 K Ağaç
7 ye 8 e 4
Hedden, wilkinsın kitabını alarak
para Çukuru çevresindeki alanın keşfine çıktı elli ayak kuzeyde bir granit
parçasına ulaştı Frederik Blair ‘e bundan söz ettiğinde yaşlı Oak adası
meraklısı, benzer bir taşla 40 yıl önce Smith’s Koyu’nda rastladığını
hatırladı. İki adam bu taşı buldular. İkisi de benzer bir şekilde
delinmişti. Taşlar arasındaki mesafeyi
adımladılar. Yaklaşık 140 yarda idi
wilkins ‘ın kitabı ile bu bilgiler arasında bir ilişki kurmak istediler 25 rod
adımladıklarını hesapladılar.
Haritadaki ada oak adası
İki araştırmacı daha sonra para çukurundan
başlayarak 18 rod ve Smith’s koyundan itibaren 7 rod adımladılar. Plan’daki yönlendirmeye uyarak bu noktada
güney batıya 30 rod ölçtüler. Orada sık
çalılıkların altında üçgen biçiminde dizilmiş kum taşları gördüler üçgenin bir
kenarı 10 ayak uzunluğundaydı. Tabandaki Taşlar bir ark şeklinde
dizilmişti. Kabaca bir “Sextantı” andırıyordu.
Kavis çizen arktan bir ok biçiminde bir dizi taş çıkıyordu
Üçgenin tabanından çıkan bu taş dizisi 14 ayak
boyunda uzanarak üçgenin zirvesine varıyordu.
Ok kuzeyi gösteriyordu. Yani para
çukurunun bulunduğu yeri. Bununla birlikte Hedden ve Blair üçüncü satırda
yazılanlara bir anlam veremediler fakat emindiler. Kaptan kidd’in adası ile Oak
adası kuşkusuz aynı adaydı.
Efsanevi ada
Bu keşif Hedden’i iyiden iyiye inandırdı hatta
bunu Wilkins’le konuşmak üzere İngiltere’ye gitti wilkins keşfi duyunca çok
şaşırdı. Çünkü haritayı kafadan çizmişti harita gerçi Kidd Palmer planları
üzerine kuruluydu ama wilkins Palmer’e planları bir an için göstermişti. Böylece wilkins planlardan ikisinin
ayrıntılarına bakma fırsatını bulamadı. Öyleyse
Wilkıns Hedden’ın Oak Adası’nı bulmasını sağlayan bilgileri nereden bulup
çizimlerine ekledi. Daha sonraları Hedden
haritayı bastırdığında onun doğrudan kendi hayal ürünü olduğunu kabul etti. Palmer
’in orijinal planlara bakma isteğini reddettiğini belirtti. Oak Adası’na gelince onu hiç duymamıştı. Krokisini dahi görmemişti.
Aslına bakılırsa Atlantik’i bile henüz
görmemişti. Ama diğer yandan yine de
hayalinden yarattığı adanın Oak adasına çok benzediğini kabul ediyordu. Hayal ürünü ipuçlarının gerçeklerle bazen uyuştuğunu
ve bunun Hedden tarafından kanıtlandığını da kabul etmek zorunda kaldı. Hedden Oak
adasına dönmek üzere artık İngiltere’yi terk etmeye hazırlanıyordu. Wilkıns ise
Kaptan kidd’in ruhunun kendisine geçtiğine iyiden iyiye inanıyor gibiydi.
Definenin planlarımı
Olayın karmaşıklığı, Rupert Furneaux,
Wilkıns bilmecesine cevap buluncaya kadar sürdü kitabının adı Para çukuru ve
Oak adasının gizemi idi. Furneaux Wilkıns’ın Hedden ‘e yalan söylediğini
yazıyordu. Wilkıns aslında Nowa Scotıa lı biri ile mektuplaşıyordu. Bu kişi 1912’deMahone Koyu’nun 24 km
kuzeyindeki bir adada tesadüfen Taşlar arasında planları içeren bir kutu buldu.
Planlar şu anda kaybolmuş yâda
saklanmış olabilirdi. Fakat bunları gören bir kişi, ezberinde planlarda görülen
adayı Forneaux’a çizebilmişti. Furneaux bu adın Oak adası için kullanıldığını
biliyordu. Bu ad bir zamanlar İngiliz
deniz kuvvetleri hidrografi Joseph Frederick Wallet Des Barres’in 1773’te mahone Koyu’nun planını çıkarıp Oak adasına verdiği addı.
Korsanları hazine saklamazlar
Para çukurunun ve onu özenle korunmasının
korsan işi olduğuna dair iddialar Furneaux için alay konusu oldu. Her şeyden önce Korsanların define
sandıklarını gömmek için yer aramaları kurgudan başka bir şey olamazdı. Bu
düşünce genel olarak korsanların günü gününe yaşam anlayışına ters düşüyordu.
Korsan tayfalarına pay hesabına göre kesin
ödeme yapılırdı. Bütün denizciler gibi onlarda çeşitli zorluklarla elde
ettikleri paraları seferden sonra dilediklerince harcamak isterlerdi. O halde
bir daha yakınından bile geçemeyecekleri uzak bir adaya hazineleri saklamak
için kaptanlarına niçin yardım etsinlerdi. Bu yaklaşım Furneaux’a ait bir varsayımdı
ama anlamlı bir yaklaşım oldu
Ancak bir mühendis yapabilir
Bunun da ötesinde planlanması bu
kadar parlak gerçekleştirilmesi bu kadar usta işi olan bir projenin korsanlar
gibi ayak takımının insanlara yakıştırılması Fernaux’a göre gülünçtü Fernaux’un
tanıştığı bir uzmana göre açılan tünel disiplinli 100 adamla üç vardiya halinde
ancak altı ayda tamamlanabilir. Onları böylesine yıpratıcı bir çalışmada
yönetim ise çok iyi eğitim görmüş deneyimli bir mühendis olmalıydı.
Son olarak Meşe ağaçlarıyla
ilintili olarak daha önce sözü edilen yapılışı tarihi gündeme geldi eğer Fernaux
haklı idiyse korsanların bu konuda lafı bile edilemezdi. Çünkü bu işi kim
yaptıysa Des Barres’in planını görmüş olmalıydı ( öyleyse para çukurunun
yapılışı 1770 lerin ortasından sonra başladı)
oysa bu sıralarda Korsanların Karayipler ’de Atlantik kıyıları boyunca
kurdukları egemenlik günleri geride kalmıştı.
En önemli ipucu
Bu nedenlerle eğer Korsanların para çukurlarıyla
ilgileri yoksa çukuru kim nasıl niçin yaptı* Fernaux’ göre yapılışı tarihi en
önemli ipucuydu. Söz konusu tarihi kesin olarak ortaya çıkarmak için de dâhice
bir yöntem geliştirildi. Şöyle düşündü: esrarengiz kullanıcıların karşılaştığı
sorunlardan biri Ada’nın iç kısmında xsmith’s Koyu’nda para çukuruna doğrudan
ulaşabilmek için tünel kazıcılarının, çizgi içinde ilerleyebilmeleri olmalıydı
bu çizgiyi gerçek doğu batı çizgisinin 14 ° güneyindeydi tabii ki Fernaux ’ya göre
muhtemelen loş bir ışık altındayken yeraltının derinliklerinde çalışan adamlara
pusulanın kesin bir yönü, verilmiş olmalıydı.
Eğer böyleyse O tarihte kuzeyden batıya
manyetik sapma ondört derece olmalıydı. novaScotia için manyetik değerler 1750
yılına kadar uzanıyor daha önceki dönemler için ancak tahminler yapılabiliyor.
Oak Adası’nın bu özel manyetik sapmayı yaklaşık 1611’de Kaydettiği
sanılıyor. 1780’de de böyle olduğu hemen
hemen kesin olarak düşünülüyor.
Savaş paraları
1780 lerde bir hazineyi kim Oak adasına gizlemiş
olabilirdi. Bu sorunun cevabı o yıl Oak
Adası’nı çevreleyen dünyada yatıyordu Amerika’daki Britanya kuvvetlerinin
başkomutanı general sir Henry Clinton, New York taki karargâhına iki yıl önce
yerleşmişti. Atandığı 1778 yılı, Fransa’nın sömürgelerinin yanında savaşa giriş
yılıydı O yıl New York’un Fransız donanmasıyla Washington ordularınca tehdit
edildiği dönemdi.
New York’u boşaltmak zorunda kaldığında
Clinton’un geri çekilme noktası ,oak Adası’nın yaklaşık 64 km kuzeyindeki Halifaks idi.
Fernaux şöyle bir soru sordu: bu korkulu
yıllarda Clinton’un büyük meblağlar tutan savaşın yürütülmesi için gereken paraların bir kısmını emin bir yere saklaması
düşüncesinde olabileceği mantıklı değil miydi. Eğer böyleyse Halifaks’ a geri
çekilme sırasında Mahone körfezinde yol üstündeki bir ada bu iş için uygundu.
Üstelik Clinton’ın dostu ve meslektaşı John Montresor birkaç yıl önce Mahone
körfezinde incelemelerde bulundu. Belki de söz konusu yeri Montresor önerdi.
Hazine çıkarılmış olabilir
Dolayısıyla bu teoriye göre 1780 civarında bir
tarihte ender rastlanan bir dehaya sahip meşhur bir mühendis yönetimindeki
Britanyalı bir istihkâm bölüğü Oak Adası’ na indi ve büyük bir iş başardı
nesiller boyunca define avcıları için buradan çıkan anlam şudur hazine oraya
yerleştirildiyse saklayanlar tarafından yeniden çıkarılmış olabilir çünkü
Clinton’un İngiltere’ye döndüğünde kaybolan bir kaç milyon hakkında açıklama
yaptığına dair bir kayda rastlanmıyor.
Para çukurunun kusursuz bir akış düzeni varsa
hazine saklandığı yerden nasıl geri çıkarılabildi. Yıllar boyunca araştırmacılar boşu boşuna
suyun çıkış noktalarını aradılar su
çıkış noktalarını planlayıcılarının geri döndüğü zaman suyu kapayabilmesini sağlamak amacıyla
yerleştirdiği düşünüldü. İşte kör geçit Furneaux’a göre para çukurunun ta kendisiydi. Ona göre para Çukuru ve tüneller kazıldıktan
sonra ( fakat birleştirilmeksizin)
tünelin bir yâda daha fazla kolu çukurdan dışarı yukarı doğru çıkıyordu.
Yukarıya çıkan bu tünellerin ucunda toprak
yüzeyinin biraz altında hazine gizliydi. Sonra para Çukuru doldurulmuş su
tünelleri bağlanmış hazinede orada tümüyle güvenceye alınmıştı hazinenin yerini
ancak tam olarak bilen kişi bulabilirdi. Başka herkes Çukurun bataklığı içinde
debelenip oturacaktı.
Çözümlenecek mi?
Bilmeceye bulunan bu çözümün belli bir
ağırlığı olduğu kabul edilebilir. Fakat aceleye gelip onaylanmadan önce, bütün
belirtilerin göz önüne alınıp alınmadığı sorusunun yanıtıdır.
Örneğin, 1849 ve 1897 de yapılan
delik açma işlemleri sırasında bulunan metal parçacıkları nasıl
açıklanabilir? Üzerinde “V.I” yazan cesaret kırıcı parşömen parçalarının
anlamı nedir.
Sonuçta para Çukurular ve Oak adası
gizemini halen koruyor. Çağdaş defineciler burayla ilgilenmiyor, beklide
gereksiz buluyorlar. Ama geçmişten kalmış bir meraklının heran ortaya çıkıp
yeni kazılara başlaması da mümkündür. O zaman
Oak Adası’nın ya Para çukurunun adını
yeniden duyacağız .
Yorumlar
Yorum Gönder