Kocaayak İnsan mı Hayvan mı yoksa…
Amerika Ağustos 1977
Amerika Hava kuvvetlerinden bir
çavuş ve iki arkadaş 1977 yılı ağustos ayında Montana eyaletinde Bell Creek
Canyon bölgesine kamp yapmaya gittiler. Senelik izinlerini geçirmek niyetinde
olan bu üç kişinin niyetleri doğa ile haşır neşir olmak, avlanmak ve
dinlenmekti. Baştanbaşa ormanla kaplı olan bu yerde araçları ile dolaşırken
boyu yaklaşık 4,5 metre ola bir yaratıkla karşılaştılar. Bu yaratık o zamana
kadar bildikleri hiçbir hayvana tam olarak benzemiyordu.
Ayakları üzerinde aynen insan ya da
maymuna benzer şekilde dik duruyordu. Bütün vücudu kıllarla kaplıydı. Çavuş ve
iki arkadaşı korkudan silahlarını canlıya doğrultup ateş ettiler. Fakat yaratık
arkasını döndü ve yürümeye başladı onlarda araçları ile onu takip etmeye
başladılar. Yaratık birden durdu geri döndü ve aracın üzerine yürümeye başladı
bu seferde üç arkadaş araçlarını geri vitese takıp kaçmaya başladı.
Daha önceki kocaayak olaylarında
olduğu gibi bu olayda çok ani oluştu. Tanıkların yaşadığı heyecana ve korku o
kadar şiddetliydi ki bilim adamları onların verdiği ölçülere şüphe ile bakmak
gerektiğini ileri sürdüler. Gerçekten gördükleri yaratık anlattıkları ölçülerde
miydi yoksa dinledikleri hikâyelerden kafalarında bir kurgu mu oluşturmuşlardı.
Fakat üç kişinin de aynı anda
aynı hayali görebilecekleri pek mantıklı gelmiyordu. Bu hikâyeyi kendileri mi
uydurmuştu fakat bu olay hikâye olsa bile görülen yüzlerce kocaayak efsanesi
nasıl açıklanacaktı.
Amerika Nisan 1979
Tim Mrissner Amerika’da İngiliz Kolombiya’sı
adı verilen ormanlık alanda ailesi ile birlikte yaşayan 16 yaşında bir gençti. Koca
ayağı üç gün içinde iki kez gördü. Birinde arkadaşları ile birlikte gölde balık
avlarken birden çok ince acı çeken köpeğin çıkardığı sese benzeyen bir haykırış
duydular. Gölün karşı kıyısına baktıkları zaman kollarını kaldırmış bir yaratık
gördüler. Koşarak kıyıyı dolaştılar. Yaratığın durmuş olduğu yere geldiler. Bütün
bölgeyi gezdiler araştırdılar. Gölün kıyısında ağaçtan koparılmış dalların
altında yaprakların altına bırakılmış boynu kırılmış ölü bir geyik buldular.
Yaratık ise ortalarda yoktu.
İki gün sonra tim ve dört
arkadaşı bu kez silahlı olarak olay yerine geldiler. Kocaayağı bulmak için dağıldılar
Tim yine koca ayakla karşı karşıya geldi. Yaratık uzun boylu dik yürüyüşlü
vücudu kıllarla kaplı parlak gözleri düşmanca bakıyordu. Yaratığın omuzlarının genişliği 120 cm
kadardı. Özelliklerini hafızasına kaydeden Tim hemen silahıyla ateş etti
yaratığı vurduğunu sandı yada düşündü yaratık ilk an sendeledi ardından tekrar
koşmaya başladı bir süre gittikten sonra bir ağacın altında durdu ardından
tekrar yürümeye başladı ve ortadan kayboldu Tim yaratığın durduğu ağacın altına
giderek boyunun uzandığı yüksekliği ölçtü tam olarak 2,70 m olduğunu gördü.
Kocaayağın Özellikleri
Kocaayak adı bu dev yaratıkların bıraktıkları
izlerden dolayı verilmiştir. Genelde izler beş parmaklı olmakla beraber 2,3,4,5
hatta 6 parmaklı olanlara da rastlanmıştır. İnsan ayağına benzemekte fakat
insan ayağından daha büyüktür. Yüzlerce tanığın verdiği ifadelere bakarak
yaratığın boyunun 1,80 le 2,10 arasında olduğu görülmüştür.
Kocaayakların bir kısmı çok kötü
kokmaktadırlar. 1977 yılında yine Amerika’da bir Kocaayağa rastlayan sonra onu kaybeden
bir tanık şöyle anlatmaktadır: gördüğüm Kocaayakı kaybettikten sonra fark ettim
çevrede çok kötü çürümüş bir ceset kokusu vardı. Gittikçe yayılıyordu. Sanki birileri
bu kokuyu istedikleri gibi artırarak istedikleri uzaklığa yayıyorlardı. Elimde
silahım ve cephanem olmasına rağmen çok korktuğum için ileri gidip
araştıramadım.
Bir diğer tanık gördüğü yaratığın
çok iri parlak kırmızı kora benzeyen gözleri olduğunu ve bakışlarının ise
korkutucu olduğunu söylemektedir. Bazı tanıkların ifadelerinde Kocaayakların
göz rengi yeşil veya sarı olaraktan tarif edilmektedir.
Avcılar tarafından anlatılan olaylarda
ise Kocaayak bilmecesinin çözümünü ise zorlaştırmaktadır. Kocaayaklar kurşunlardan
etkilenmemektedir. Bu konuda üç açıklama ileri sürülmüştür. 1- Kullanılan
silahın etki gücü bu gibi bir yaratığı yere yıkmakta yetersizdir. 2-Atıcılar
telaş ve korkuyla silahlarını etkili kullanamamaktadır. 3- Sıkı durun Kocaayak et
ve kemikten yapılmamıştır.
Kocaayağın geçmişi
Kızılderili ve Eskimolarda
kuşaktan kuşağa anlatılan hikâyelerde yarı insan yarı maymun kıllı dev bir
yaratıktan söz edilir. Eskimolar Tornil
adını verdikleri çiğ et yiyen dev yaratıkların atalarıyla beraber yaşadıklarını
anlatırlar. Aynı yaratıkların Alaska dada yaşadığından bahsedilir. Tim Meissner
olayını geçtiği İngiliz Kolombiya’sında Kızılderililer tamamen kıllı boyları
iki metreden uzun insan-maymun arası yaratıkların yaşadığına inanırlar. Bazı
kırsal kesim yerlileri ise Wetigo adını verdikleri insanları kaçırıp yiyen
canavarlardan bahsedilir. Sonuçta Amerika’nın
her yöresinde bu tip olaylardan bahsedilir. 20.yy da Tim Meissner olayının
benzeri yaklaşık 1000 olaya rastlanmıştır.
Kocaayaklar neden yakalanamıyor
Yüzlerce olaya rağmen bir tane
bile olsa ölü ya da diri bir Kocaayak yakalanamaması konuyu daha da çözülemez
hale getiriyor. Bu sadece tatilciler ya da orman köylüleri değil av konusunda
maharet sahibi usta avcılar bile bugüne kadar bir tek Kocaayak
yakalayamamıştır.
Ölü veya diri yakalama çabaları
1917 yılında Amerika’da Kolombiya
Venezüella sınır bölgesinde incelemeler yapan İsviçreli yerbilimci François de Loys 1,50 metre boyunda
insana ve maymuna tam olarak benzemeyen bir yaratığın cesedini buldu. Ceset üzerinde yapılan incelemede ölüm
olayının 2 gün önce gerçekleştiği tespit edildi. Fakat nedense otopsi raporu
açıklanmadı.
Yıllar sonra Aralık 1968 de Amerika’da
Minnesota eyaletinde buzul üzerinde bir kocaayak ölüsü bulundu. Ceset buzlanma
nedeniyle bozulmamıştı. Dr. Heuvelmans ve biyolog Ivan T. Sanderson ceset
üzerinde yaptıkları ilk incelemede, bunun bilinmeyen bir insana benzeyen bir
yaratık olduğuna karar verdiler. Fakat bu iki bilim adamı incelemelerini sürdürdükçe
anlaşılmaz bir olay oldu. Garip yaratığın neresine al atsalar dağılıyordu.
Sanki bilinmeyen bir güç bu incelemeye müsaade etmiyordu.
Yok olan yaratık
Bu yaratıkların et kemikten
oluşmadıkları kolay kabul edilebilecek bir teori değildir. Fakat bazı gözlemler
bu teoriyi neredeyse doğrulamaktadır. Bunlardan biri yine Amerika’da Pennsylvania’da
bir kadının yaptığı gözlemdir. Dağlık ve ormanlık bir bölgede yaşayan kadın,
1974 yılında evinin eşiğinde bir Kocaayak la karşılaştı. Yaklaşık 2 metreden
ateş etti ve yaratığın tamamıyla yok olduğunu gördü.
Olayların birde başka yönü var.
İddiaların bir kısmı yalan olabilir. Amaç eğlenmektir. Bir diğer olasılık
insanların normal hayvanları zor ve aldatıcı koşullar altında tanımaları ve
yanlış izlenimlere kapılmalarıdır. Fakat bu yaklaşımlar yine de olayların tümünün
açılanması için yeterli değildir. Halk çeşitli korku filmlerinden etkilenmiş
olabilir. Bu tür filmlerin gittikçe çoğaldığı unutulmamalıdır. Ama bu iddia da
görüldüğü kadar basit değildir. Çünkü bu iddia ayak izlerinin varlığını
açıklamaz. İzler yeteri kadar açıktır.
Daha değişik bir yaklaşım,
yaratıkların dev bir maymun olmaları ya da maymun insan arası bir tür
olmalarıdır. Bu olabilir çünkü dünyanın başka yerlerinde benzerleri vardır.
Tarih öncesinden gelen kalıtım her türlü etkiye rağmen onları gizli tutmuştur.
Araştırmacılar çeşitli yorumlar
yapıyorlar ve belki de yeterli açıklama hiçbir zaman yapılamayacak. Olayların
büyük bir kısmını “insan benzeri” terimi örtüyor ve bir tür tatmin yaratıyor. Bu
bilinmeyen sebepler için veya görünüşteki bu tür sebepler için bir tür yaklaşım.
Çünkü benzerlikler çok yoğun.
Bütün bu olaylar gerçek olabilir
ve bu olay tamamıyla karmaşık olağanüstü bir konu olabilir. O zaman
araştırmalar için çok daha fazla ilgiye gereksinme vardır, böylesine bir ilgi belki
olayı aydınlatacak ve son söz kesin olarak söylenebilecektir.
Yorumlar
Yorum Gönder