Atatürk le ilgili ilginç kehanetler



15 Yıl Hüküm Süreceksin

Mustafa kemal Atatürk ‘ün olağanüstü yaşamı boyunca başından çok ilginç ve gizemli olaylar geçtiği biliniyor. Bu olayların bir kısmı bilinmekle beraber bilinmeyen ya da gizlide kalan ilginç gizemleri de burada anlatmaya çalışacağız.

1907 de ki harita

İttihatçılar tarafından 1907 yılında Trakya da yapılan bir toplantıda bir Türkiye haritası çizer. Orada bulunanların anlattıklarına göre o gün çizilen harita bugünkü Türkiye cumhuriyeti devleti ile büyük oranda uyuşmaktadır sadece aradaki fark Atatürk’ün çok istediği Kerkük haritada olmasına rağmen Cumhuriyeti sınırları dışında kalmıştır.

15 yıl hüküm süreceksin

Atatürk hakkında yapılmış birçok kehanet yapılmıştır ama en ilginç olanı kendisinin e falına bakan çöldeki bedevinin söyledikleridir. M. Kemal arkadaşlarıyla birlikte Bingazi’ye gidiyordu. Trablusgarp Savaşına katılacaklardı. Yolda bir bedeviye rastladılar. Bedevi el falından çok iyi anladığını söyleyerek hepsinin el fallarına bakmak ister. Arkadaşları hepsi tek tek ellerini uzatır. Bedevi her birinin falına bakar ve bildiklerini söyler. Sıra Mustafa Kemal’ e gelince ya inanmadığından ya da öğrenmek istemediğinden baktırmak istemez. Fakat arkadaşlarının ısrarı üzerine elini bedeviye uzatır. Bedevi ele bakar bakmaz hayretle ayağa fırlar ve “sen padişah olacaksın 15 yıl hüküm süreceksin” diye bağırarak yanlarında uzaklaşır.

Aradan yıllar geçti. Cumhuriyetinin kuruluşundan sonra aradan 14 yıl geçti Mustafa kemal hastalandı. Arkadaşları kendisine içme Paşam diye diye yalvardıklarında çölde bedevinin söylediklerini hatırlatarak “eğer doğruysa bu yıl hesapça son yılımız “ yıl 1938 idi..


Suikast girişimlerine karşı


İttihat ve Terakki ileri gelenleri Mustafa Kemal’i artık can sıkıcı bir tehdit olarak görüyorlardı. Onu öldürmeye karar verip bir komitacıyı bu iş için görevlendirdiler. Suikastçı genç bir subay bir bahaneyle M. Kemal’in odasına girdi ve görüşmeye başladı. M. Kemal önsezisi ile suikastçının geliş nedenini anladı. Masasının gözünden çıkardığı silahını masasının üzerine koyarak subayın sorularını bilgece cevapladı. Hem önsezisi hem de dâhiyane cevapları sayesinde kurtulmasını bildi genç subay da sonunda amacını itiraf etti.



İkinci olarak onu çok seven biri olan Yakup Cemil’i görevlendirdiler. Yakup Cemil buna yanaşmadığı gibi M. Kemal’i uyarmayı da ihmal etmedi. 


M. Kemal Çanakkale savaşında Conk Bayırına doğru giderken bir düşman uçağı alçalarak üzerlerine doğru geldi. Subaylar sağa sola kaçıştılar. M. Kemal yanında kalan tek subayla patika yoldan yürümeye devam etti. 

Conk Bayırında düşmanla yapılan göğüs göğüse çarpışmalarda M. Kemal ‘in göğsüne bir şarapnel parçası isabet etti. Yanında bulunan yaveri “Vuruldunuz efendim “ diye bağırınca eliyle ağzını kapatıp yok bir şey diye cevap verdi. Şarapnel parçası sol cebinde bulunan saatte isabet etmiş saat parçalanmış göğüste de çürük oluşturmuş ama bilinmeyen güçler yine M. Kemal’i korumuştur.
 

Bineceği uçak düştü

Uçakların ilk dönemleri Fransa da yapılan bir gösteriye birçok ülkeden temsilciler katıldı. Osmanlılar da ateşe M. Kemal gösteriyi izleyenler arasında bulunuyordu. İzleyenler sırayla uçaklara alınıyor ve deneme uçuşları ile gezdiriliyordu. Sıra M. Kemal’e geldiğinde gösteride bulunan ve genç ateşenin komutanı olan şahıs birden endişeye kapılarak M. Kemal’in uçağa binmesine engel oldu.
Öteki temsilcilerle uçamaya başlayan uçak bir süre sonra düştü ve içindekilerin tamamı öldü. Burada bilinmeyen bir kuvvet M. Kemal’i korumuştu.

Gerçekleşen rüya

Dr. Reşit Galip anlatıyor:

M. Kemal Ankara ya geldikten kısa bir süre sonra ilginç bir rüya görmüştü. Rüyasını ertesi gün bana şöyle anlattı:

Rüyamda bana Paşam İnönü’den ne haber diye sordunuz. Bende “Vaziyet kritiktir” cevabını verdim. “Kritik nedir? Anlamadım ki dediniz. Bunun cevabını on beş dakikaya kadar veririm diyerek odama çekildim.
M. Kemal bana bu rüyasını anlattığında düşman henüz İzmir’ çıkmamış ve saldırılarına başlamamıştı. İnönü mevkii de önem kazanmış değildi. Aradan yıllar geçti. Birinci İnönü zaferini kazandık ve nihayet ll. İnönü savaşı başlamış oldu. 

Henüz ll. İnönü savaşının durumu belli değildi. Kritik bir süreçten geçiliyordu. Mustafa Kemal’in arabası TBMM önünde durdu. Telaş ve endişe içerisinde yanına koşarak Paşam İnönü’den ne haber diye sordum.

Aynen şu cevabı verdi: Vaziyet kritiktir. O zaman ben: Kritik nedir anmadım ki dedim. Mustafa Kemal sana bunun cevabını on beş dakikaya kadar veririm dedikten sonra gülümsedi.
Hani Ankara’ ya geldikten kısa bir süre sonra en bir rüya görmüştüm.  Ve sana anlatmıştım, hatırladın mı? Hafızamı yoklayarak rüyasını anlattım. Gülerek işte rüya ayniyle vakidir. Ben İsmet’i tanırım göreceksin on beş dakikaya kadar kendisinden muzafferiyet haberini alacağız. Dedi.

Gerçekten de on beş dakika geçmeden bir telgraf geliyor ve ikinci İnönü savaşının da zaferle sonuçlandığını öğreniyorlar. 

Seccade üzerindeki kehanet

Bilindiği gibi Hindistan halkı kurtuluş Savaşında Türk halkını yalnız bırakmamış elinden geldiğinde maddi ve manevi destek olmaya çalışmıştır. Kurtuluş savaşından yıllar sonra 1929 yılında bir Hintli Mihrace Mustafa Kemal’i Pera Palastaki 101 nolu odasında ziyaret etti. Kimliği ile ziyaret nedeni günümüze kadar sır olarak kalan Mihrace’nin Mustafa Kemal e sunduğu hediyenin kendisinde de bir sır saklıydı.

Bu hediye altın sırma işli Hint usulü ipek bir seccadeydi. Seccadenin üzerindeki desende bir şamdanın asıl olduğu bir düz kemeri her iki yanında birer güvercinin bulunduğu beş kubbeli bir diğer kemerin çevrelediği görülüyordu. Bordür motifi fillerden oluşuyordu. Desenin en ilginç unsuru ise her iki kemerin arasındaki dal kıvrımı ver gül motifleriyle süslü boşlukta yer alan Romen rakamlı bir saat kavramıydı. Bu saat 09.08 i gösteriyordu. 

Esrarengiz mihracenin ziyaretinden 9 yıl sonra Mustafa Kemal hepimizin bildiği gibi seccadede işlenmiş olan saatte fakat 3 dakika farkla 9u 5 gece vefat etti. 

Mustafa Kemal ll. Dünya savaşını görüyor.

Çok gizemli ve ileri görüşlü bir yapıya sahip olan Mustafa Kemal 1932 yılında General Mc. Arthur ‘a şöyle anlatıyordu:

Versay antlaşması l. Dünya savaşına yol açan nedenlerden hiçbirini ortadan kaldırmadı.  Tersine rakipler arasındaki hücumu daha çok derinleştirdi. Şimdi içinde yaşadığımız barış dönemi sadece bir ateşkesten ibarettir. Bence dün olduğu gibi yarında Avrupa’nın geleceği Almanya’nın alacağı tavra bağlıdır. Fevkalade bir dinamizme sahip olan 70 milyonluk disiplinli ve çalışkan ve disiplinli bir millet üstelik milli ihtiyaçlarını kamçılayacak siyasi bir akıma kendini kaptırdı mı er geç Versay antlaşmasını tasfiyeye girişecektir.

Atatürk bu sözleri söylerken henüz Almanya’da Hitler iktidarı ele geçirmemişti. Zamanla Hitler iktidara gelecek ve halkın milli duygularını galeyana getirerek insanlığı büyük bir felakete sürükleyecektir. Mustafa Kemal ömrünün son zamanlarında şöyle diyordu: Bir dünya savaşı yakındır. Bu savaş sonucunda dünyanın durumu ve dengesi baştanbaşa bozulacaktır.

Mustafa Kemal aynı şekilde Musollini’ nin geleceği ile ilgilide açıklamalar yapmıştır. Musollini bir maceraperesttir. Milleti bir uçuruma sürüklemektedir. Here tarafa saldırıyor. Beni Roma ya davet etti Antalya’da görüşelim cevabını verdim. Bu adam yüzünden çok şımarmış olan bir millete ders vermeyi çok isterdim. Lakin yakında küçük bir millet onlara layık oldukları dersi verecektir. Ve şunu da hatırlatırım ki bir gün gelecek Musollini yi kendi milleti linç edecektir. Atatürk’ün dediği gibi küçük bir millet olan Habeşistan İtalyanları bozguna uğratırken Musollini de kendi halkı tarafından linç edilmiştir. 

Almanlara izin yok

Atatürk 1937 lerde Sovyet elçiliğinde Sovyet Devrimi yıldönümünde yaptığı ve belgelenmiş bir konuşmasında  “….bir gün gelecektir ki bizim topraklarımızdan Rus düşmanı bir milletin ordusu oraya doğru yürümek düşüncesini aklından geçirecek, fakat karşısında bizim eylemli vetosunu bulacaktır..” demiştir. Atatürk’ün bu ilginç kehaneti aynen gerçeklemiştir. II dünya savaşı sırasında, Almanların Türki’ye üzerinden Rusya zerine yapmak istediği saldırı Türk hükümetinin ustaca siyaseti ile engellendi. 

Yorumlar

Belgeseller

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hamza baba’nın türbesi

Emir Sultan

İnanılmaz casus Eli Cohen