Kabenin onarımı esnasında yaşanmış ilginç olaylar

Mekke’de mevsimine göre şiddetli yağmurlar yağar taşkınlar olur ve bu taşkınlar neticesinde zaman zaman Kâbe’yi de su basardı. Hatta Zaman oldu Kâbe’nin içerisi taşkın suları ile dolduğu gibi gelen fazla su basıncı Kabe duvarının çatlamasına neden olmuştur. Bu nedenle Kâbe’nin yeniden onarımı gündeme gelmiş ve Kâbe’nin yıkılıp yeniden yapılması sürecinde çok ilginç olaylar yaşanmıştır. Burada bu olaylardan çok ilginç bir kesit anlatılmaktadır.


Hazırlıklar tamamlanmış: sıra Kâbe duvarlarının yıkım işine gelmişti. Fakat Kâbe’nin içindeki demirbaş eşyanın bulunduğu kuyuya yerleşen, parlak, ak renkli, başı oğlak başı gibi, karabaşlı korkunç bir yılan her gün, öğle sıcağında uzanıp çıkar, Kâbe’nin duvarı üzerinde güneşlenirdi!

Hiç imse onun yakınına varamaz, kuyruğunun yanından hemen başını kaldırır, yiyecek gibi ağzını açar; korkunç sesler çıkarırdı! Halk da ondan korkardı.


Bu yılan, bir gün yine her zaman yaptığı gibi, öğle sıcağında Kâbe duvarı üzerinde güneşleniyordu. Allah ona büyük bir kuş saldı. Kuş onu kapıp götürdü.


Bunun üzerine Kureyş kavmi, birbirlerine “Umarız ki Allah teşebbüs ettiğimiz işten hoşnut olmuştur. Yanımızda münasip bir usta var. Elimizde kereste var. Allah bizden yılanı da defetti!” dediler ve hemen Kâbe’nin gevşemiş, kağşamış duvarlarını yıkıp yeniden yapmak işine giriştiler.



Mahzun oğullarından Ebu Vehb Aiz kalktı, ”Artık senin zamanın gelmiştir; sana layık olan budur!” deyip Kâbe’nin duvar taşlarının birisini yerinden kaldırdı. Aiz’in eline almasıyla taşın yerinden fırlayıp eski yerine düşmesi bir oldu!.


Bunun ürerine Aiz (Başka rivayetlere göre Velid b. Mugire veya Ebu Talib) ey Kureyş topluluğu siz Kâbe’nin inşaatına sakın kazancınızın temiz olmayanını sokmayın! Ona Zina parası veya bir kazanç olmayan faiz yahut halkın herhangi birisinden haksız olarak gasp edilmiş olan para sokulmaz!”  dedi. Orada bulunan Kureyş halkı, bu söz üzerine dağılmağa başladılar. Kâbe’nin duvarlarını yıkmaktan korktular.


Yıkım işine girilmesi, Temel taşlarına dokununca Mekke’nin sarsılmaya başlaması,

Yıkım işine girilmesi, Temel taşlarına dokununca Mekke’nin sarsılmağa başlaması Velid b. Mugire “ Onu yıkmaya işte ben başlıyorum!” dedi. ,kalkıp eline kazmayı aldı. Kâbe’nin yanına vardı ve “Ey Allah’ım! Bizim hayır işlemekten başka bir maksadımız yoktur1” diyerek iki köşe arasındaki duvarın taşlarını indirmeye başladı.


Kureyş halkı ise, o geceyi gözetlediler: “Durun bakalım, Eğer yaptığından dolayı Mugire’nin başına bir felaket gelirse, biz Kâbe den bir taş bile yıkmayalım. Yıktıklarımızı da bulundukları yere geri koyalım. Şayet, ona bir felaket gelmezse, Allah’ın bu yaptığımızdan hoşnut olduğunu anlar, hemen yıkım işine başlarız dediler.” 


Velid yaptığı işten dolayı bir felakete uğramadan ertesi günü sabaha çıktı ve yıkım işine devam etti. Kureyş halkıda onunla birlikte yıkım işine giriştiler. 


Kâbe’ yi temeline, Hz. İbrahim’in attığı temele kadar yıktılar.


Orada diş gibi birbirine yapışmış yeşil, yeşil taşlara rastladılar. Yıkım işine katılan Kureyşliler den birisi, elindeki demir kazmayı(Küsküyü) , iki taştan birisini ayırmak ve koparmak için aralarına sokup zorladı. Taş kımıldayınca Mekke sarsılmağa başladı; Korktular; yıkım işine bu temel taşlarında son verdiler.



Kâbe temelinde bulunan yazılar


İbn-i isak ‘ın, kendisine, bir kureyşi tarafından rivayet edildiğini açıklayarak bildirdiğine göre: yıkılan doğu köşesinde (Hacer-ül esved-in altında) Süryanice yazılmış bir yazı buldular. Yahudilerden birisi gelip bu yazıyı onlara okuyuncaya kadar onun, ne olduğunu anlayamadılar.


Yahudi’nin okuyup tercüme ettiğine göre: Bu yazıda şöyle deniliyordu.


“ Ben, Bekke(Mekke) nin sahibi olan Allah’ım! Onu, gökleri ve yeri yarattığım, güneş ve aya şekil verdiğim ve onları yedi felekle berkittiğim gün, yarattım! Mekke’nin iki dağı (Halebi’ ye göre: Karşılıklı Ebu Kubeys ile Kuaykıan dağları) ortadan kalkmadıkça, bunlar zeval bulmazlar.”

“Mekke’nin suyu ve sütü Mekkeliler için mübarek kılınmıştır.”


Bir yazıda (Makam-ı İbrahim) de buldular. Onda da:


“Mekke Şehri ki onda Allah’ın Beyt-i Haram’ı bulunmaktadır. Oraya üç yoldan rızık gelir. Onun halkından ilkine bile dokunmak helal değildir!” sözleri yazılı idi.


İlk Muhaddislerden Ma’ mer b. Raşid’in (El cami) inde İmam Zühri’ den nakline göre: Mekke de bulunan taşın bir yüzünde İbn-i İshak’ın rivayet ettiği ilkyazı vardı. Taşın ikinci yüzünde ise:

“Ben Bekke (Mekke) nin sahibi Allah’ım! (Rahm)i yarattım. O, benim ismimden ayrılmıştır. Kim onu birleştirirse, bende onu birleştiririm. Kim onu koparırsa, bende onu koparırım “ yazılı idi.


Taşın üçüncü yüzünde de:


“Ben Bekke(Mekke) nin sahibi Allah’ım! Hayrı ve şerri yarattım. İki eli hayırda olan kimseye ne mutlu! İki eli şerde olan kimseye ne yazık!” deniliyordu.

Hz.muhammed ve İslamiyet M.Asım Köksal Mekke devri 106-107



Yorumlar

Belgeseller

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hamza baba’nın türbesi

Emir Sultan

İnanılmaz casus Eli Cohen