Gizlice gömülen Tanrı: Ohio yılanı
Gizlice
gömülen Tanrı: Ohio yılanı
Avrupa'dan Kuzey Amerika'ya göçenler Batıya doğru yayıldılar.
Irmak boylarında ovalara ve ağaçlıklı bölgelere yerleştiler.
Bu yayılma sırasında daha önceden yok olmuş yoğun nüfuslu
güçlü uygarlıklar izleri ile karşılaştılar. Özellikle büyük
Mississippi, Miami ve Ohio ırmakların üzerindeki yükseltiler de
çok sayıda kalıntı bulundu...
Bu kalıntılar Toprak tepecikler, höyükler ve çiftlerdi.
Binlerce dönümlük arazinin Her yanına yayılmışlardı. St.
Louis dekiler gibi yapay Tepelerin üzerinde tapınaklar vardı..
Bunlardan biri ilk Fransız sömürgecileri tarafından Natchez'de
bulundu. Burada Hala yerel bir Kızılderili Kabilesi yaşıyordu.
Halk, Tepedeki tapınaklardan yönetiliyordu. Kral kutsaldı, büyük
gücü vardı. Çevresindeki görevliler gücün tükenmemesi için
onun toprakla temas etmemesini sağlıyordu. On dokuzuncu yüzyılın
başında göçmenler Mississippi Irmağının yukarısında ve
ötesinde yer alan Kızılderili topraklarına sızdılar. Kuzey
Amerika'daki eski anıtların en ilginçleri ile burada
karşılaştılar. Anıtlar alçak Toprak tepeler halindeydi. Kocaman
kuşlar, insanlar, gerçek ya da mitolojik hayvan figürleri
biçimindeydiler. Ayrıca içlerinde ne anlama geldiği anlaşılamayan
çeşitli geometrik şekillerde vardı. Bu büyük Toprak figürlerin
birçoğu, Wisconsin ırmakları dolayındaydı. Iowa, illinois ve
daha güneyde Georgia da da vardı. Günümüze gelenleri yüksek
platoların üzerinde, gruplar halindedir ve çok geniş alanlara
yayılmışlardır.
Gece havadan görülebiliyor
İşin tuhaf yanı Şekillerin zemin seviyesinden bakıldığında
görülememesidir. Grup heykellerinin tümü ancak uçaktan
bakıldığında görülür. Daha da ilginç olan nokta doğal
araziden ancak 1 metre yükseklikteki bazı figürlerin günün ya da
yılın ancak belirli dönemlerinde görülebilmelidir. Çünkü
güneş ışığı ve gölge heykellerin dış çizgilerinin
saptanmasında rol oynamaktadır.
Arkeoloji ilgileniyor
Amerika'nın büyük Toprak tepecikleri konusunda ilk yayın 1838
de yapıldı. 1848 de Amerika’nın en önemli arkeoloji
kitaplarından biri olan, Squier ve Davis'in yazdıkları"Ancient
Monuments of the Mississipi valley" de , (Mississipi vadisinin
eski anıtları) çizimleri yapıldı; Bazılarından örnekler
verildi. Ancak, daha ayrıntılı olarak tanıtılmaları 1858 de
gerçekleşti. Kızılderililerle ticaret yapan ve arkeoloji ile
amatörce ilgilenen William Pidgeon,"Traditions of De -Coo-dah"
(De -Coo-dah'ın gelenekleri) Adlı bir kitap yayımladı. Aynı
zamanda William Pidgeon, Kızılderililerin kültürleriyle de
ilgileniyordu, ancak bir yazar değildi. Kitabında çok önemli
yanlışlar vardı, fakat yine de ilgi çekmeyi başardı.
Yeterli bilgi yok
William Pidgeon, Güney Amerika'da yaşayan Kızılderililerin
birçok kez ziyaret etti. Ohio da küçük Miami Irmağının
üzerinde bulunan Fort ancient surlarının İçinde kendine bir
alışveriş merkezi edindi. Buraya anıtların varlığını öğrenen
birçok kişi geldi. Bu etkileyici ve olağanüstü eserlerin
incelediler. William Pidgeon bu kişilerden Amerika'nın büyük
Toprak anıtlarını kimin ne amaçla yaptığı hakkında en küçük
bir düşünceleri bile bulunmadığını öğrendi. Çeşitli
teoriler vardı. Örneğin İsrail'in kayıp kavimleri ya da yok olan
dev ırkları gibi.
Gerçekten de Amerika’daki tepelerde yapılan kazılarda devlere
ilişkin birçok ize rastlandı. Ancak kanıtlanan bir şey yoktu.
Hiç kimse de konunun aydınlatılması için yerel Kızılderililere
konunun aydınlatılması için başvurmayı düşünmemiştir.
William Pidgeon gerçeği bulmaya karar verdi. Bir yelkenli yaptı.
1840'ta birbiri arkasından bir sürü geziye çıktı Wisconsin'e,
Kızılderililerin yaşadıkları winnebago yaSioux'a gitti. Gittiği
yerlerde Ticaret ve antika avcılığı yaptı.
Kızılderililer koruyor
William Pidgeon, Bu arada eski anıtları Kızılderililerin
koruduklarını gördü. Kızılderililerin koruması altındakiler
bozulmadan duruyorlardı. Tepede topraktan yapılma Bir heykel grubu
vardı. Panterler, kertenkeleler ve dev büyüklüğünde kuşlar
kocaman bir yılan biçiminde bir dizi Tepe keşfetti hayvan
biçimindeki Toprak eserlerin yolunu izledi kendisine ne anlam
taşıdığını anlatacak birini de buldu.
Bir Kızılderili’nin açıklamaları
William Pidgeon, yukarı Mississippi de pirairie la Cross’ta
Eski Toprak eserleri incelerken Saygın bir Kızılderili Bilge’ye
rastladı. De-coo-dah adındaki bu Bilge kendisini Elk kavminden
geldiğini söyleyerek tanıttı. Bu tepecikleri yapanlar Elk
kavmiydi? Halkının yaptığı anıtlara William Pidgeon'un
gösterdiği saygı De-cooh-dah'ın hoşuna gitti şaşkınlıktan "
iyi bir beyaz adam" diye bağırdı.
William Pidgeon elindeki uzun bıçağını ırmağa atarak
Silahsız kaldı. Kızılderililerin kutsal yerlerine artık zarar
vermemeye çalışacağına söz verdi. Bunun üzerine De-coo-dah ona
eski eserler hakkında bilgi vermeyi teklif etti. Eski gelenekler
hakkında öğrencisini aydınlattı. Pidgeon'un o güne kadar
öğrendikleri kulaktan duyma bilgilerdi, gerçeğin de uzağındaydı.
De-coo-dah un bana anlattıkları şöyle özetlenebilir"
atalarım bu ülkeyi yerleştiklerinde çok sayıda hayvanı vardı.
Kolaylıkla ava çıkabiliyorlardı. Barış dönemindeki Boş
zamanlarında ise tarihlerini yeryüzüne heykellerle yazdılar.
Yeryüzü Kızılderililerin kitabıdır. Şu tepeler ve toprak
yığınları onun mektuplarından birkaçıdır."
Benzerleri yok
Kuzey Amerika'da heykele benzeyen tepeler öteki büyük Toprak
Eserler eski uygarlıklardan kalan yazıtlar gibidir. Bu düşünce,
unutulmuş dilleri çözen kişilere heyecan veriyor. "Archaeology
in the United States adlı kitabı yazan S.F. Haven, bu görüşü
bilimsel açıdan destekliyor.
Wisconsin’in yerel anıtları kuraldışı ve tuhaftır. Ne
hiyerogliflere benzerler, ne de simgesel bir özellik taşırlar. Bu
nedenle dinsel ya da din dışı yapılar gibi değildirler. Burada
böyle bir araya toplanmasalar, çeşitli yerlerde kayaların ve
taşların üzerine yapılmış şekiller olsalar, birer yazıt gibi
ele alınacaklardı. Okunmaları için çaba sarf edecekti. Daha önce
de ileri sürüldüğü gibi, büyük ilgi çekeceklerdi.
Ne anlatılmak isteniyor
Amerika'daki bu tepeciklerin verdikleri mesajı şimdiye kadar hiç
kimse çözemedi. Ancak onların ister tanrılar, ister insanlar
tarafından yalnızca havadan okunabilmeleri ilginçtir. Wisconsin'
deki figürleri içinde insan başlı büyük Kuşlar vardır.
Kızılderili efsanelerinde sözü edilen fırtına kartallarına ya
da doğunun efsanevi Garuda kuşuna benzerler. Bazı araştırmacılara
göre eski simgeler evrendeki yaşam enerjisini gösterirler güneşin
gücünü ve yeryüzünün ruhunu belirtirler.
Gizemli yılan figürü
Yılan tepeciklerinin en ünlüsü Ohio da Adam's County dedir.
İki eğimin arasındaki şekillerin uzunluğu 382 metredir. Bir
gözlem Kulesi artık burayı gezenlerin büyük Toprak sürüngeni
görmelerine olanak sağlar. Squier ile Davis bu tepeye araştırdılar.
De-cooh-dah'ın talimatı üzerine William Pidgeon da
buraya geldi. Yalnızca kıvrılmış kuyruğundan başlayarak
çenesine kadar olan 7 omuru üzerinde yürüdüler. Yılan bir
yumurta tutuyormuş gibi çenesini açmıştı.
Kutsallığı sürdürmek için
Pidgeon daha batıda birçok yılan tepecikleri görmüştü.
De-cooh-dah ona şunları anlatmıştı:" Sürüngenlere
tapanlar, savaşın onlara çizdiği kaderle, sayıca azaldılar.
Güneş’e Ay’a ve başka göksel cisimlere tapınmaya
zorlandılar. Ruhumda tapınmaya değer şeyler olarak kendilerine
bunlar gösterildi. Tanrılarını gizlice gömdüler. topraktan
birer simge haline getirdiler. Böylelikle, kutsallığını gene
sürdürdüler.
Gök bilimle ilgili deniyor
De-cooh-dah, Ohio daki yılan ve yumurta şeklini de gökbilimle
ilişkili bir simge olarak yorumladı. Bilim adamları da günümüzde
onunla aynı görüşü paylaşıyorlar. 1975'te Kansas
Üniversitesi'nden T.M.Cowan,A.F. Aveni'nin "Archaeoastroonomy
in pre-Columbian America" adlı kitabına bir ek yazdı: şekilli
Tepeler ve yıldızların yansıması, şekilli tepelerin ve diğer
Eski Toprak eserlerin yıldızlarla burçların biçimleri örnek
alınarak yapıldığını ileri sürdü.
Asya'da ay tutulmasını gösteren geleneksel şekillerde bir
yılanın ayı yuttuğu gösterilir. Ohio’ daki Tepe'nin anlamı
bir ölçüde bu görüş olabilir. Ama Cowan'ın gördüğü 7
Omur'la kıvrılmış kuyruk, “küçük ayı” takım Yıldızındaki
7 yıldız ve bunların Kutup yıldızının çevresinde yıllık
dönmelerinin simgesidir. Kendi deyimiyle aralarındaki bağlantı
rahat verdirmeyecek kadar yakındır.
Yeryüzü ruhunun simgesi
Yılan ve benzeri Toprak eserler astronomik gözlemler için
kullanılmış olabilir ya da astronomik bilgilerin kaydına
yaramıştır. Ancak bulundukları yerler konusunda kolayca
açıklanamayan başka bir şey vardır. İlk bakışta Ohio daki
yılan tepeciğinin orada olmasının hiçbir nedeni yokmuş gibidir.
Yakınındaki Tepeler ondan daha yüksektir. Daha manzaralıdır, ya
da üstlerinde daha geniş düzlükler vardır.
Gizemli olaylar oluyor
Büyük yılan tepeciğinden geçenlerin ve burada yaşayanların
başından geçen ilginç öyküler vardır. Tüyleri diken diken
eden bu öykülerden biri, sosyoloji profesörü Robert W.Harner
tarafından Fate dergisinde( Haziran 1977) yayımlandı. Sonbaharda
açık güneşli bir günde tek başına yılanın başının
üzerinde duruyordu. Birdenbire bir şey oldu.
O güne kadar hissetmediğim en soğuk en yardımsız en umutsuz
korkuyu duydum. Kötü bir Ruha benzeyen bir güç vardı. Harner
onun Kendisine doğru geldiğini hissetti. Yaprakların girdap gibi
döndüğü bir şekil gördü. Yapraklar döne döne Harner'a
yaklaştı. Çevresini sardı. Korkudan bayılacağını sandı.
Sonra büyü birdenbire bozuldu. Enerji Kasırgası geçti.
Yapraklar hareketsizleşti. Prof. Harner arabasına bindi. Kendi
kendine tepeye bir daha çıkmamaya söz verdi. Olaydan şu sonucu
çıkardı: muhtemelen Tepeyi bu özel yere yapmışlardı. Çünkü
burada kendine özgü çok olaylar oluyordu…
Yorumlar
Yorum Gönder