Ejderhalar




Yüzyıllar boyunca ejderhalar, destanların masalların başlıca konularından biri oldu. Hem doğu hem batı uygarlıklarında hep adı geçen bu efsanevi yaratıkların olağanüstü güçleri nereden kaynaklanıyor.

Yılan biçimindeki kanatlı ejderhanın hemen hemen tüm doğu-batı Hatta bazı batı efsanelerinde adı geçer. Perseus, Marduk, Herkül, Siegfried, aziz George, Beowulf dünyaca ünlü efsanevi kahramanlar olup onunla dövüşmüş ve onu öldürmüşlerdir. Ama o hep ölüme karşı gelir. Halkın kafasında yarasaya benzer, pullarla kaplı, tüylü, Kanatlı, heyula bir sürüngen canlanır. Ateş püskürtür, hazineleri korur, sık sık göle dalar, kanı diğer tasarlanabilen yaratıklardan daha zehirlidir.

Bilim kurgu İçin İyi Bir Malzeme

Birçok rivayet devamlı olarak bu eski efsanenin başlıca öğelerine etkide bulunur. İngiliz yazar J. Ronald Tolkien'in The lord of the Rings adlı kitabında sözünü ettiği Ejder Smaug, bir dağ hazinesini bekler. Bu hazine, yığınla kıymetli mallar, İşlenmiş ve külçe altın, değerli taşlar, mücevher, Kızıl ışık saçan tunç eşyalardır. Anne Mc Caffrey'in bilim kurgu kitaplarındaki ejderhalar ise ateş tuğlası ile beslenir. Bunlar, sindirim sistemindeki asitle birleşince, zehirli fosfin maddesini üretirler.

Canavar öne doğru soluğunu püskürtünce, hava ile temas eden gaz tutuşur ve alev alır. C. S. Lewis'in The Voyage of the Dawn Treader (Şafak Gezgininin yolculuğu) adlı kitabında Marnian adındaki Ejder, Vadideki ininden yukarı tırmanırken, uçmanın zevkine varır. Bir sıçrayışta tırmanmak ister ve sıçrar sıçramaz uçmakta olduğunu fark eder.

Bazı dinlerde de yeri var.

Hristiyan geleneklerinde ejderha şeytan biçiminde tasarlanırdı. Melek Mikail ejderha canavar şeklindeki tüm şeytanları toplayıp Cennetten atmıştı. Ancak her zaman böyle olmamıştır gerçek ejderha, iyi ve kötü nitelikleri birleştiren karmaşık bir yaratıktı. Insan kurban edilerek yatıştırılan bir canavar , sulak yerlerin bekçisiydi. Hatta dilerse Yağmur yağdırırdı. Ederi kılıçtan geçirmek, dünyayı rahata kavuşturmaktı. Bu kurgusal gelişim halen hem Doğu hem de Batı folklorunda işlenir Hatta çeşitli yıldönümlerinde kurtlanır.

Ejderha sessiz tiyatroda belli başlı bir karakterdir. Aziz George tarafından öldürülür. Hekim tarafından tekrar diriltilir. Sicilyada Bir ejderha modeli iki devasa ekmek modeli ile birlikte Aziz George günü kutlanırken konvoyda taşınır. Festivalin sonunda somunlar küçük parçalara bölünür. Her çiftçi buğdayların verimini artırması için, kendi parçasını tarlasına gömer.

Bavyerada ejderi kılıçtan geçirme oyunu, yaz ortasında oynanır. Bu oyunun en can alan bölümü, ejderha modelinin içinde taşınan bir torba kanın Aziz George tarafından deşilmesidir.
Bu kan seyredenler tarafından silinir ve daha sonra ekin biçmeye yardımcı olması için araziye sürülür.

Çinlilerin Yeni yılda kağıt veya bambulardan yapılan ejderha modelleri, sokaklardan kortej halinde götürülür. Ejder hareketlidir ve her an her yerdedir. Bu yaratığın etkisi yaygındır. Birçok kültürdeki yaratılış efsaneleri onu her şeyin başlangıcı olarak kabul ederler.

Kaostan Evren yaratıldı

Bir babil Efsanesi olan Enuma Elis, başlangıçta, güçlü kralın Marduk'un büyük Ejder Tiamat ile dövüşünü ve onu öldürüşünü anlatır. Ejder orijinal kaos sıvısından oluşmuştur. Bu Zafer'in sonunda Marduk yeri ve göğü yaratır efsane Şöyle devam eder:

"Canavarı bir istiridye gibi ikiye ayırdı. Yarısını yukarı kaldırdı ve gökyüzü olarak yerini tespit etti. Demir parmaklıkları indirdi de başına nöbetçiler dikti. Onlara ejderin suyunu kaçırmamalarını emretti. Ejderin 2. yarısı dünya haline geldi. Böylece kargaşa düzene girdi kaostan Evren yaratıldı."

Kötü bir ejderha

Hinduizmin kutsal kitabı vedaların bir bölümü olan Rig Veda da M.Ö.1000 yıllarında derlenmiş bir Sanskrit Ulusal Marşı bulundu. Bu Hint efsanesinde, Yiğit Tanrı İndra'nın Vritra adlı büyük bir ejderi yakalaması anlatılır. Bu ejder dünyanın Hayat veren tüm sularını kaplamıştır. İndra, canavarı öldürür ve suyu salarak bir kez daha binlerce çaya, dereye, Nehre, Su verir. Bu çatışma Sadece bir kez kazanılmış tanrının tek zaferi olarak görülmez. Aksine yapılması gereken tekrar tekrar Muson yağmurlarını tekrar tekrar yağdırarak kuraklığı yok eden bir savaş olarak anılır.

Yanardağları seviyor

Eski Yunan mitolojisindeki canavar Typhon, ilk klasik ejderhadır. Yanardağlarla ve Yükseklerde Esen rüzgarlarla arkadaşlık ederdi. Eski Yunanlı şair Hesiod, Theogony aklı eserinde, Bu ejderi şaşılacak derecede iğrenç karakteristik yönleriyle batılıların görüşlerine sunar:
" omuzlarının üzerinden 100 yılan kafası çıkıyordu, bunlar korkunç bir Ejderdi ve kafaları yalanıyorlardı. Kara dilleriyle ve gözlerinden ateş parıldıyordu. Insan olmayan başların ve Kirpiklerin arasından. Tüm başlardan alevler çıkıyordu. Gözlerinin ışıltılar çıkarken ve bu korkunç başların her biri, uğulduyordu çevreye her türlü müthiş ses yayarak."

Thypon denen bu Ejder, Zeusla büyük bir çatışmaya girerek onu orakla sakatlar. Tanrıların habercisi Hermes, Zeus'u iyileştirir. Zeus da Thypon'u sicilya'da tüm Thrace boyunca izler sonunda onu Etna dağına gömer.

Thypon, eski Yunan mitolojisindeki birçok canavarın babasıdır. Chimera, Nemean aslanı, Prometheus 'un hayatını kemiren kartal ve çok başlı Ejder, eski Yunan'ın süper kahramanı Herkül tarafından öldürülür. Herkül, 12 Savaşçının ikincisi olarak bilinir.

Hydra(su yılanı) denen yaratık, Argos un yakınında Lernecan Batağı çevresindeki insanlara korku salarak, bir çınar ağacının altında yaşardı. Sadece Zalim ve zehirli değil, aynı zamanda kendini yenileyendi de. Herkül, savaş arabacısı Iolaus'u çağırdı. kendisi, canavarın başlarını keserken, o da her boynun kökünü dağladı. Bu şekilde, yeniden başların çıkması önlenmiş oldu. Sonra yaratığın kanına oklarını batırdı, uçlarını öldürücü zehre buladı.

Typhon'un başka bir çocuğu olan ejder Ladon da Herkül'e karşı savaşta yer aldı. Herkül onu gökyüzüne fırlattı. Halen Draco (ejder) takımyıldızı olarak Geceleri gökyüzünde parıldıyor. Ladon, orada, Zeus'un karısı tanrıça Hera ya düğün hediyesi olarak bilinen ejderlerin ilkidir.





Tanrılarla çarpışan ejderler

Bekçi ejderha motifi, eski İngiliz Norveç ve Alman efsanelerinde sık sık ortaya çıkar. Canavara karşı duran Kahraman teması devamlı işlenir. Ancak hem Kahraman, hem canavar ,klasik atalarından farklıdır. Kuzey Avrupa'nın eski Öykü ve destanlarındaki düşünce tarzı kasvetli ve kötümserdir. Almanların Nibelüngen, İzlanda'nın Eddas, anglo saksonların Beowulf'unda olduğu gibi.
Kahramanlar, tanrılardan yanadır. Ama tanrılar, haklı oldukları halde, kazanan taraf değillerdir. Ejderhalar la yine de karşılaşır ve dövüşür öldürürler. Ancak Zafer olasılığı yoktur. Kişinin kaçınılmaz ölümle yüzleşmesi gibi, cesaretle son kahramanlık sınavından geçerler. Böylece, Norveçli Kahraman Sigurd,Fafnir'le yaptığı destansı savaşta ölür. Daha sonra Siegfried olarak Wagner'ın Nibelunglar'ın loncaları adlı eserinde yer alır.

Gece karanlığında uçuyorlardı

Anglosakson Destan kahramanı Beowulf da canavarı iğrenç bir canavar olan Grendel ile gençliğinde çarpışır ve onu öldürür. Ve haklı bir şöhrete erişir. Ne var ki yaşlılığında başka bir ejderha ile karşılaşır. Ülke halkına korku saçan canavar, sık sık karanlıkta ortaya çıkar. Pullu solucan biçimli zalim yaratık ölü höyüklerinden ortaya çıkar. Alaza bürünerek gece karanlığında alev alev uçar. Yerde dağlarda gizli hazineleri korumak eski altınlara gözcülük etmek alışkanlığındadır. Ancak bu yaptığından tarih boyunca bir Kazancı olmayacaktır.

Erkek akrabası Wiglaf dışında tüm arkadaşlarını yitiren Beowulf, höyük bekçisi ile müthiş bir çatışmaya girer. Kılıcı kırılır, ejder Naegling onu yener. Kalkanı yaratığın kavurucu soluğu ile parçalanır. Ama üçüncü saldırıda Beowulf devasa Ejderin yumuşak göbeği altından bir yara açmayı başarır.

" Çöreklenmiş solucan Keskin Demir'in darbeleriyle dilimlendiği için Hazineyi artık koruyamayacaktır. Uzaklara uçabilen canavar, ölümcül yaralar almıştı. Hazinesini Ardında bırakarak yer altına daldı.Artık havada kıvrılarak uçmayacaktı. Ölüm gece vakti azametle gelip bulmuştu onu. Kralın elinden aldığı hazineden oluşan serveti de yere saçılmıştı"
Ancak Beowulf yaralanmıştır, canavarla birlikte ölür.”

Bu Öykü, 1000 yıllarında eski bir İngiliz destanından en ilkel şekliyle kaynaklanmıştır. Bu Efsanelerden başka bir motif ortaya çıkar: Ejderhaların demirle yaralanmaları daha sonra her türlü peri ,vampir ve Şeytan büyüsün de kullanılacaktır.

Gökyüzündeki Ejder

Kelt mitolojisinde de Ejderhalar önemli bir rol oynamış Romalılardaki gibi ejderha Keltlerde de ulusal bayrağı girmişti. Doğu Roma İmparatorluğu yöneticilerinin sancaklarında da pembe bir ejder görülür.

Romalı bir yazar olan Marcellinus, Constantinus'un Roma'ya girişinde çevresindeki askerlerin sancaktaki ejderin 3 boyutlu modelini giymiş olduklarını anlatır:" ıslık çalıyorlar ve canlıymışcasına çevreyi tehdit eden sesler çıkarıyorlardı"

Keltlerin eşleri,Y Ddraig Coch'tu. Kral Arthur'un babası Uther Pendragon tarafından bir sancağı uyarlanmıştı. Uther, gökyüzünde bir ejder gördüğünü anlattı. Kahinler bunu ağabeylerinin saltanatına varis olacağı şeklinde yorumladılar. Bu olaydan sonra Uther, iki muhteşem ejderli sancak yapılmasını emretti. Birinin Winchester Katedralinde korunmasını buyurdu. Diğerini, uğur, güç ve kuvvet getirmesi için savaşta yanında taşıyordu.

Kelt edebiyatında Ejder sözcüğü liderliği ifade etmek için kullanılan bir simge idi."Pen Dragon" dendiğinde bu kişi tehlikelerden ve savaşlardan defalarca Kurtulmuş Her şeyin üstesinden gelen bir süper lider anlamı taşıyordu. Bu edebi lakap Galler' le birlikte İngiltere sınırları boyunca birçok ejderha efsanesini ortaya çıkardı. kılıçtan geçirilen bu Ejderhalar, yerlerde sürünen Canavarlar olmayıp Muhtemelen kahramanların liderleri.
Ejderle çarpışan şövalye

Yabancı bir ülkeden gelen bir gezgin Şövalye tüm ülke halkını yasta bulur. Ülkenin kral ve kraliçesi şatonun kulelerinde ağlamaktadır. Çevresindeki topraklar çorak ve ıssızdır, hiç bir ot yetişmez, çiçekler açmaz, sadece kırık ve kavruk ağaç gövdeleri ölümlerini bekler gibidir. Bir ejderha kralın ülkesini mahvetmektedir. Çok kişi onu memnun etmek için bir insan kurban seçimi kurasına katılmıştır. Seçim kralın öz kızına vurmuştur. Genç kız mücevherlerini takarak süslenerek kurban kazığını bağlanır.

Şövalye Şimdiye dek kazandığı başarılarına bir yenisini katmak için isteklidir. Prensesin salı verilmesini talep eder. Ancak kız kendisini bırakması için ona yalvarır. Sadece kendisinin ölümü babasının ülkesini kurtaracaktır. Şöyle ya da böyle Şövalye Ejder ile savaşmayı kafaya koyar. Ejder prensese yaklaştığında saldırır. Demir mızrağını saplayarak onu öldürür. Hazine sandıkları ejderin ininden kralın Sarayı'na geri getirilir. Şövalye prensesle evlenir ve mutlu bir yaşam sürerler.
Bu ana teması bakire olan bir öyküdür. Dilden dile dolaşan motiflerin belirlediği bir temel tiptir ayrıntılar yöresel durumlara uygun olarak değişir.

Aziz George efsanesi
Genel yaklaşımlar, Aziz George'un öyküsü doğrultusundadır. Diğer bakire efsaneleri, eskilere klasik Perseus öyküleri ne kadar uzanır. Perseus Etiyopyalı Prenses Andromedayı deniz tanrısı Neptün tarafından gönderilen bir deniz canavarından kurtar.
Aziz George Efsanesi'nden birçok yorumu vardır. Bu Hristiyan menkıbesi putperestlerin şeytan eşlerinden kurtarılan bakire kiliseye sunulur.

Hıristiyanlığın ilk çağlarında şövalye Aziz, eşdeğerde yorumlanırdı. Ejderhanın daha uzak akrabaları, yılanlar ve sürüngenler, İngiliz folklorunda büyük bir yer tutar.

Efsaneden alışılagelmiş biçimde ünlü kahraman canavar öykülerinin geleneğini sürdürür. Ancak birçok yöresel ayrıntıları içerirler.Loschy Tepesinin ejderi lambton solucanına benzer. Kendi kendine parçalarını ekleyen bir canavardır. Efsane kahramanının köpeğinin yardımıyla Zafer kazanır. Sahibi canavarı parçalarken köpek, parçaların birleşmesi için çaba harcar ne yazık ki ejderin zehirli soluğu hem köpeğin hem de sahibinin ölümüne neden olur.

Mızraklı öldürüldü

Linton solucanı,12. Yüzyılda bir süre Roxburgh ve İskoçya'da küçük bir bölgede korku yaratmıştı. Şatoları yıktı insanları katletti. Laristonlu Somervil adlı Bir şövalye tarafından farklı bir şekilde öldürüldü. Bu Demir mızrak saplamanın bir türüdür. Mızrağı bir turba (yer kömürü) parçası ile kaplıydı. Bunu yanan zifte daldırdı. Ateşten top ejderin bağırsaklarını kavurdu. Warming ton Tepesi'ndeki kıvrımlı dağların solucanın can çekişmesi sırasında oluştuğu söyleniyor.

İngiliz folklorunda 50 değişik Ejder öyküsü vardır. Dünya üzerinde ise binden fazla ejder öyküsü vardır. Niçin bu kadar çok? ejderin gücü nereden kaynaklanıyor? Her şeye rağmen bu efsanelerin çekiciliğini azaltan ve kökten değişmelerini sağlayan tatmin edici akılcı bir açıklama yoktur.

Amerikalı profesör Carl Sagan , cennetin ejderleri adlı kitabında Ejderhalar ile ilgili masalların yaygınlığına ve yoğunluğuna dikkat çekiyor. Prof. Sagan'a göre ejderhalar, bize dev yırtıcı hayvanlarla mücadele eden atalarımızdan kalan Yadigarlardır. Prof. Sagan, söz konusu kitabında şu ilginç soruları ortaya atıyor:
" ....bulunan en genç fosil 60 milyon yaşındadır. insan ailesi de milyonlarca yıl yaşındadır. acaba Tyrannosaurus Rex ile gerçekten karşılaşmış insanlar olabilir mi? Ayrıca geç Cretaceous kalan ve soyu tükenmemiş dinozorlar var mıdır?"

Bazı zoologlar, ejderhaların, varlığı kesinlikle kanıtlanmış diğer hayvanların arasında yer almasının, yapılan bir yanlışlık sonucu olduğunu ileri sürüyorlar. işte yanlışlık sonucunda Marco Polo'nun tarif ettiği Çin timsahı, başına yakın iki ayağı olan geniş ağızlı ve büyük Keskin dişli olarak tanımladı, sanatçı bu tanıma kanatlar ve ucunda korkutucu bir yılan başı bulunan bir kuyruk ekledi.
özellikle boa yılanı ve piton gibi büyük yılanlar, ejderha özelliklerini taşıyorlar. Yedibuçuk metreye kadar büyüyebilirler. Ejderhanın yılana benzer vücuduna sahiptirler. fakat ejderhadaki hiçbir uzantı Bunlar da yoktur. 1878'de the Times Hindistan'daki bir piton hakkında bir haber yayınladı. Piton bir adamın yarısını yutmuştu. Köylüler yılanla savaştılar. Bu mücadele sonunda hem piton hem de kurbanı öldü. Köylüler daha sonra bu olayı anlatırlarken yılan yerine ejderha kelimesinin kullandılar.

Yorumlar

Belgeseller

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hamza baba’nın türbesi

Emir Sultan

İnanılmaz casus Eli Cohen